İstanbul
DOLAR32.2614
EURO34.7594
ALTIN2400.0

Atı Alan Üsküdar'ı ........

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Atı Alan Üsküdar'ı ........
Abone ol
29.3.2011 tarihinde kabul edilen ve 12 Nisan 2011 tarih ve...

29.3.2011 tarihinde kabul edilen ve 12 Nisan 2011 tarih ve 27903 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6215 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 21. maddesi ile 5216 sayılı yasanın 26. maddesine sessiz sedasız ekleme yapıldı. "Şirket kurulması" başlıklı 26. maddenin ilk hali  "Büyükşehir belediyesi kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre sermaye şirketleri kurabilir. Genel sekreter ile belediye ve bağlı kuruluşlarında yöneticilik sıfatını haiz personel bu şirketlerin yönetim ve denetim kurullarında görev alabilirler. Büyükşehir belediyesi, kendine ait büfe, otopark ve çay bahçelerini işletebilir; ya da bu yerlerin belediye veya bağlı kuruluşlarının % 50'sinden fazlasına ortak olduğu şirketler ile bu şirketlerin % 50'sinden fazlasına ortak olduğu şirketlere, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın belediye meclisince belirlenecek süre ve bedelle işletilmesini devredebilir. " şeklindedir.

26. maddenin yeni hali ise "   Büyükşehir belediyesi kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre sermaye şirketleri kurabilir. Genel sekreter ile belediye ve bağlı kuruluşlarında yöneticilik sıfatını haiz personel bu şirketlerin yönetim ve denetim kurullarında görev alabilirler. Büyükşehir belediyesi, mülkiyeti veya tasarrufundaki hafriyat sahalarını, toplu ulaşım hizmetlerini, sosyal tesisler, büfe, otopark ve çay bahçelerini işletebilir; ya da bu yerlerin belediye veya bağlı kuruluşlarının % 50'sinden fazlasına ortak olduğu şirketler ile bu şirketlerin % 50'sinden fazlasına ortak olduğu şirketler ile bu şirketlerin % 50'sinden fazlasına ortak olduğu şirketlere, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın belediye meclisince belirlenecek süre ve bedelle işletilmesini devredebilir." Şeklindedir.

Maddenin eski ve yeni hali mukayese edildiğinde yapılan eklemenin "hafriyat sahalarını, toplu ulaşım hizmetlerini, sosyal tesisler" in ihale yapılmaksızın belediye şirketlerine veya bu şirketlerin ortak olduğu şirketlere verileceği yönünde olduğu görülecektir. Bu aşamada söz konusu değişikliklerden sadece "toplu ulaşım hizmetleri"ne ilişkin kısmı yönünden değerlendirme yapmak istiyoruz.

Bu değişiklikten sonra Büyükşehir belediyeleri toplu ulaşım hizmetleri'ni ihale yapmadan doğrudan kendi şirketlerine veya şirketlerinin %50 hissesinden fazla hissesine sahip oldukları şirketlere verecektir.  Bu düzenleme öncelikle özelleştirmenin felsefesi ve amacı ile çelişmektedir.

Özelleştirmenin ana felsefesi, devletin, asli görevleri olan adalet ve güvenliğin sağlanması yolundaki harcamalar ile özel sektör tarafından yüklenilemeyecek altyapı yatırımlarına yönelmesi, ekonominin ise pazar mekanizmaları tarafından yönlendirilmesidir.

Özelleştirmenin temel amacı nihai olarak, devletin ekonomide işletmecilik alanından tümüyle çekilmesini sağlamaktadır. İşletmelerin daha etkin, verimli ve karlı çalışabilecek hale getirilmeleri, böylece etkinliğine güvenilen piyasa ekonomisine işlerlik kazandırılmasıdır.Özelleştirmenin mali amaçları ise, servetin geniş kitlelere yayılması, dev kuruluşlar olan KİT’lerin hisse senetlerinin küçük tasarruf sahiplerine, personeline ve yöneticilerine satılmasıyla, hazine üzerindeki yüklerinin azaltılması, alternatif finansman kaynağı olması, devlete gelir sağlanması, teknoloji ve yeni yatırımların özendirilmesidir.

Hakim irade tarafından, bir yandan özelleştirme savunulurken bir yandan da dolaylı olarak özelleştirmenin engellenmesi manidardır.  Yapılan düzenleme ile kent içi ulaşım kamu şirketlerinin uhdesinde, yönetiminde ve tekelinde toplanmak istenmektedir. 

Bu düzenlemenin doğal sonucu olarak,  Büyükşehir belediyelerinde kent içi toplu taşımada özel teşebbüslerin payı gün geçtikçe azalacaktır. Özel teşebbüs sahiplerin hem kan kaybetmesi hem de sesinin kısılması kaçınılmaz olacaktır. Özel teşebbüs sahipleri tacir sıfatı ile hareket eden kamu şirketlerinin insafına ve kıskacına mahkûm olacaktır.

Değişiklik öncesi belediyeler toplu taşım ihtiyacını 2886 sayılı yasa kapsamında her isteklinin katılabileceği ihale yolu ile karşılarken bu ihalelere özel teşebbüsçülerde katılmaktaydı. Ancak bu tür ihaleler tarih olmuştur.

Bu düzenleme yapılırken, alt komisyonlarda tartışılırken şoför esnafının temsilcileri, birlikler ve ilgili STK' lar acaba ne yapıyordu?  Hangi işlerle meşgul olmaktaydılar?

Yıllardır "Özel Halk Otobüsü" tanımının peşinde koşanlar, tanımlama yapıldığında artık 86/10553 sayılı Bakanlar Kurulu Kapsamında bir kazanım sağlayacaklarını sananların bu değişiklikten ne zaman haberdar olduklarını da merak etmiyor değilim.

Bu yasal değişiklik belediye lobilerinin zaferidir. Çaba gösteren çabasının karşılığını alır. Vekil sıfatı ile takip ettiğim köy kanununa tabi taşınmaz ihtilafında yaklaşık 600 mağdur bir araya gelerek, doğru noktalara doğru temas ederek torba kanununda lehlerine yönelik kanun maddesinin çıkmasını başarmışlardır. Akla gelen soru şu? Kent içi toplu taşıma sektöründe on binlerce esnaf olmasına rağmen neden lobi faaliyetleri başarısız? Yâda kayda değer bir lobi faaliyeti var mı?

Atı alan Üsküdar'ı  geçti..

Söz konusu düzenlemeyi birde kanun yapma sanatı açısından değerlendirmekte fayda olduğu kanaatindeyim. 

Kanun yapma sanatı, yürürlükteki mevzuatı (anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelikleri) iyi bilerek, toplumdaki siyasi, iktisadi ve sosyal dengeleri makul şekilde değerlendirerek, kural koymanın usullerine riayet ederek, basit, açık ve sistematik düşünebilme ve bunu yazabilme beceri ve kabiliyetidir.  

Kanun yapma sanatı ilkelerine göre, iyi bir kanundan söz edebilmek için, bu kanunun Anayasaya, memleket gerçeklerine, genellik ve soyutluk ilkelerine ve hukuk mantığına uygun olması şartları aranır. Şu veya bu kişinin veya kişilerin veya grubun veya firmaların çıkarları için ve belirli süre geçerli kurallar koymak, kanun yapmak bilimi esaslarıyla asla bağdaşmaz ve kanun yapma sanatına aykırı düşer. Ayrıca bu durum aynı düzeydeki kişi ve gruplar arasında eşitsizlik yaratır. Hukukun ve anayasanın “eşitlik” veya “eşit işlem” ilkesine ters düşer. Kanun veya Kanun Hükmünde Kararname çıkartılırken bu ilkelere yetkili yasama ve yürütme organlarının mutlaka riayet etmesi gerekir. Aksine durum, hukuki istikrarı, toplumdaki düzeni ve güveni sarsıcı bir nitelik taşır.

Kanun yapma sanatında normlar arası hiyerarşinin gözetilmesi gerektiği gibi yasa metni açık olmalı ayrıca müphem ifadelerden de uzak durulmalıdır. Bu perspektiften bakıldığında yasaya eklenen ifadenin kanun yapma sanatı ve tekniği ile bağdaşmadığı görülecektir.  Yasa metnine eklenen  "toplu taşıma hizmetleri" nden neyin kastedildiği açık ve net değildir. Toplu taşıma hizmetlerinden anlatılmak istenen nedir?

Toplu taşıma hizmetlerini oluşturan, ya da genel manada toplu taşıma hizmetlerine giren argümanlar, kent içi toplu taşım araçları; otobüs, dolmuş, taksi, deniz ulaşım araçları, bu araçlarda kullanılacak elektronik bilet sisteminin kurulum ve işletimi, toplu ulaşım sisteminin planlanması, hat güzergah ve araç sayılarını belirlemek ve planlamak, durak yeri yapmak... Gibi toplu ulaşımla ilgili birçok kavram ve işlem kapsam içinde yorumlanacaktır. Yasa koyucunun gerçek muradı nedir? Yasa metninden anlamak mümkün değildir. Bu müphemiyet yönü ile söz konusu değişiklik kanun yapma sanatı ile bağdaşmamaktadır. Alelacele eklenen bir düzenleme gibi algılanmaktadır.  

Toplu ulaşım hizmetlerinin ihale kanununa tabi olmaksızın belediye şirketlerine devredilirken süresi ve bedeli belediye meclisi tarafından belirleneceği kanun metninde yer almıştır. Bu sürenin üst limiti nasıl tespit edilecektir. Bu sürelerinde madde metninde yer alması gerekmektedir. Ayrıca bedel tespit edilirken nelere dikkat edilmelidir. Uygulamada sembolik bedellerle devir yapılmasının önünde bir engel bulunmadığı tartışmasızdır. Bu da kamu kaynağının şirketlere aktarılması anlamına gelmektedir. Kamu şirketlerinde norm kadro v.s gibi bir sınırlamanın olmadığı, KPS gibi bir sınırlamanın olmadığı ve kamu şirketlerinin siyasilerin rahatça hareket edebildiği ve edebileceği alanlar olduğu göz önüne alındığında ne anlatmak istediğimi anlamakta zorlanmayacaksınız.

 Atı alan Üsküdar çoktan geçti...

 

 

 

Av. Hüseyin Öztürk

benimavukatim@hotmail.com


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Büyük Resim Bursa'daÖnceki Haber

Büyük Resim Bursa'da

Esnafın Yüzde 30'u Kara ListedeSonraki Haber

Esnafın Yüzde 30'u Kara Listede

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar