Dünyanın en ilkel taşıma sistemlerinden biri haline de gelse Metrobüs, İstanbul’un artık maalesef bir gerçeği oldu. Metrobüs’ün tek kazananı şüphesiz ki üreticiler! Hatta bu hat üzerinde rüştünü ispatlayan her marka dünyada başka bir reklama ihtiyaç bile duymaksızın satar. Ama hangi markalar bu operasyonda başarılı olunur bilinmez!
Hollanda’dan ithal edilen ve 2006 yılında Metrobüs hattına dahil olan araçlar bu sınavı veremedi. Yine o tarihlerden sonra İETT tarafından bazı markalar bu hat üzerinde çalıştırıldı. Lakin sonuçlar hüsran oldu! Şuana kadar bu hat üzerinde kalitesi ile yükü tek sırtlayabilen Mercedes-Benz’in Capacity araçları oldu. Başarı gösteremeyen diğer markaları şimdilik dile getirmeyeceğim. Zamanı gelince hatırlatırız.
Bu ay ise Metrobüs hattına 2 firmadan toplam 30 araç dahil oldu. Maalesef bu yazıyı yazarken sürücüsü olmaksızın hareket eden ve bir katliama giden yeni Metrobüs aracının haberini okudum. Şoförü direksiyonunda olmaksızın yüksek bir hızla hem de yokuş yukarı giden bu otobüsün sebebi iyi araştırılmalı! 2006 yılından bu yana ben Metrobüs hattında böyle bir olaya şahit olmadım. Hatta ulaşımla akalı tüm haberleri istisnasız takip eden ben, ülkemizden yokuş yukarı şoförü yokken yüksek hızla seyreden bir otobüs görmedim. Sadece yurtdışı seyahatimde Hollanda’da sürücüsüz giden bir otobüsü test ettiğimde şahit olmuştum. Olaydan belediyeyi sorumlu tutmaya kalkan anlayışlar komiktir. Çünkü bu ihaleler açık usulde yapılır ve kim kazanırsa o satar. Bu olay aydınlatılmalıdır! Hem bireysel taşımacılar hem de belediyeler filolarına bu aracı katmayı düşünmeden olayın aydınlatılmasını talep etmelidir. Hatta mevcut araçların belki de çalıştırılması bir kez daha düşünülmelidir. Olay tüm yönleri ile üstü örtülmeksizin incelenmelidir. Halk Ulaşım Dergisi olarak bu olayın takipçisi de olacağız.
Facebook Yorum
Yorum Yazın