Yeni İstanbul Halk Otobüsleri Yönetim Kurulu eski Başkanı Yalçın Beşir, ölmeden önceki son röportajında sektör içerisinde rant peşinde koşanlara işaret ederek “sıkıntılardan nemalanarak rant peşinde koşanlar ve yönetimleri karalamaya çalışanlar var. Biz bu şirketi ne koşullardan teslim aldık ve bugünlere getirdik. Yine o eski günlerine dönmesine ben ve ekibim asla izin vermeyecektir. Sorun çözmek değil, sorunlardan beslenenlere esnafımız asla müsaade etmez. Yapacağım diyenler geçmişte yönetirken yapsalardı” dedi.
Sayın Beşir, İstanbul halk otobüsleri sektörünün günümüzde karşılaştığı en büyük sorun nedir?
Yalçın Beşir: Para, sektörümüzün birinci sorunu haline gelmiş durumda. Son görüşmelerde, genel sekreter ve yardımcısı ile genel müdürümüz de katıldı. Ödeme konusunda kısa vadede bir çözüm ürettiler. Kamunun yükünün ağır olduğunu belirttiler ve bunu hep birlikte taşıyacağımızı söylediler. Temmuz ayında 750 milyon + 750 milyon daha ödeneceğini belirttiler. Şu anda 750 milyonun birinci taksiti ödendi. Eğer ikinci taksit de ayın 15'inde ödenirse, esnafın İBB'ye güveni artar. Ancak, bu güven uzun zamandır eksik; çünkü ödemeler sürekli ertelendi. İnsanlar hayatlarına bir standart getiremiyor, çünkü geleceğin ne olacağı belli değil. Bir yere taahhüt veriyorsunuz, senet veya çek veriyorsunuz, ama ödeme gelmeyince sosyal hayatta zincirleme bir etki yaratıyor. Bakkalı, çakkalı, tamirci, boyacı ödeme bekliyor. Arabaları yenilemek için İBB'den alacaklarımızı ve mevcut arabayı değerlendirerek sermaye yapmayı planlıyoruz. Ancak, alacaklarımıza güven olmadığından arabaları değiştiremiyoruz.
Bu ödemelerin gecikmesi esnafı nasıl etkiliyor?
İBB'nin ödeme planlarının aksamasından dolayı biz de otomatik olarak esnafa ödemeyi geciktiriyoruz. Biz kamudan, ödemelerin düzenli yapılmasını istedik. 1 ay gecikti, eyvallah. 2 ay, ona da eyvallah. Ama ödemeler düzenli olsun. 250 bin TL civarında bir para geliyor ve bu paranın adını ve gününü belirleyelim. İnsanlar buna alıştı, biz de alıştık. 2 ay içeride dursun, ama devamını alalım. Ancak, halen imkanların olmadığını belirtiyorlar. Bu durum esnafı çok zor durumda bırakıyor, özellikle araç yenileme konusunda.
Özel sektör ile kamu arasında ne tür sorunlar yaşanıyor?
Yıllardan beri özel sektör ile kamu aynı potada eriyemiyor. Kamu denetici olur, özel sektör ise koşturur. Ancak şu anda hem kamu hem de özel sektör aynı işi yapıyor, ama denetimi sadece kamu yapıyor. Bu yanlış bir durum. Saha denetimlerinde çok absürt talepler oluyor. Küçük bir olayı devasa bir konu haline getiriyorlar çünkü masada oturanlar sahayı bilmiyor. Gördükleri her şeyi yazıyorlar, bu da psikolojik olarak şoförleri ve bizi yoruyor. Genel müdür veya üst yöneticilerle konuştuğumuzda önemli değil diyorlar, ama uygulamada öyle değil. Söz uçuyor, yazı kalıyor.
Denetimlerde karşılaşılan zorluklar neler?
İETT'nin denetimlerinde garaj muayene istasyonlarında 240 kriter koyulmuş. Araçlarda bu kadar malzeme yok. Adamlar yeterli bilgiye sahip değil. Mesela, araçta kaç tane tutacak olması gerektiği konusunda farklı görüşler var. Mercedes, Avrupa patentli bir araba, 20 tane koymuş. Lastik dişi konusunda da benzer sorunlar var. Kanun 4 mm diyor, ama bazı denetçiler 6 mm istiyor. Terleme konusu da var. Aracın her tarafı yağ, mekanizma bu şekilde çalışıyor. Bu sıcaklarda terleme olur, özel arabada bile bir yerlerden bir şey damlar. Terlemenin hiçbir zararı yoktur. Ancak, denetçiler bunu sorun haline getiriyor. Sektör ekonomik olarak zaten gitmiyor. İşin mutfağında olan kişi bu tür detayları bilir, ama denetçiler sahayı bilmediği için zorluklar yaşanıyor.
Raporlama ve denetim süreçlerinde başka hangi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Rapor değerlendirme merkezi var İETT'de ve yazılan raporlar orada değerlendiriliyor. Ancak, bu değerlendirmelerde kamera kayıtlarına bakılmıyor. Yolcu şikayet ettiyse otomatik olarak haklı kabul ediliyor. Bu da şoförleri zor durumda bırakıyor. Pik saatlerde dolu otobüsle durakta durmak zorunda kalmak yolcularla gerilim yaratıyor. Yolcu çok para kazanmak için durduğunu sanıyor, oysa şoför rapor yememek için duruyor. Eski bir kriterimiz vardı; 20 km altındaki hızlarda rapor yazılmıyordu. Ama dolu bir otobüsle durakta durmak çok zor. Kamu desteği almak isterken bir taraftan da köstek oluyorsunuz. Eskiden bir kriter oluşturmuştuk; 20 km altındaki hızlarda iyi niyet göstergesi olarak görülüyordu. Ancak, dolu otobüsle durakta durmak zordu. Bu tür zorluklar, sahada çalışanları zor durumda bırakıyor.
ÖTİS sistemi hakkında ne düşünüyorsunuz?
ÖTİS çok güzel bir sistemdi. İlk biz gönüllü olarak bu işe girdik, hargür ortadan kalkacak diye. En çok yolcu taşıyanlardan biri biziz ve bu yükü 3 şirket taşıyor. İETT genel müdürü, bu sistemin devam etmesini kendileri de istiyor. Mevcut hatlara geri dönmek büyük bir tehlike. İBB meclisine karşı gelmek zor bir iş. Beyazıt'tan minibüsler kesildi ve şimdi her şey oturdu. Minibüsleri tekrar Beyazıt'a çıkarmak sağlıklı olmaz. Vatandaş çeşitli hatlara entegre edildi, geri dönüş sağlıklı olmaz.
Yönetimle ilgili eleştiriler hakkında ne söylemek istersiniz?
Son dönemde yönetimleri eleştirenler türedi. Ancak, biz elimizden geleni yapıyoruz ve gayri resmi bir kazancı kesinlikle kabul etmiyoruz. İslamın anayasası kul hakkıdır ve biz bu prensibi çiğnemeyiz. Eski yönetimler bu işi yapamadıkları için bizi eleştiriyorlar, ancak biz elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Eski yönetimler, bu işi yıllarca yapmış olanlar. Ancak, hiçbirinin bir resmi bile kalmamış, yıpranmış ve sahada köşede kalmışlar. Böyle kirli bir propaganda üretmeye çalışıyorlar. Ben burada maaşımı alıyorum ve maaşımın haricinde bu şirkette kimsenin gayri resmi bir kazancı kesinlikle olamaz.
Şirketi ekonomik olarak güçlü tutmak ve projeler geliştirmek istiyoruz. Rant peşinde koşanlara izin vermeyeceğiz. Devlete karşı sorumluluklarımızı yerine getirdik ve projelerimizi gerçekleştirerek esnafa en iyi hizmeti sunmaya devam edeceğiz. Vekaletler konusu var, tüm şirketlerde. Bugüne kadar bir kişiden bile vekalet istememişim. Eski arkadaşlarımız, bu işi yapamadıkları için bizi eleştiriyorlar. Biz elimizden geleni yapıyoruz ve gayret ediyoruz. Siyasilerden destek aldık. Ancak, bu sektörde bazı kişiler rant peşinde koştular ve umduklarını bulamadılar. Bu da sektörü durağan hale getirdi.
Sektördeki genel durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sektör durağan durumda. Taksi, minibüs ve halk otobüsleri genel olarak durağan. Ancak, biz mevcut durumda en iyi şekilde hizmet vermeye devam ediyoruz. Diğer argümanlar geri gelse de, biz yerimizde duruyoruz ve en iyi şekilde hizmet vermeye çalışıyoruz.
Yorum Yazın