İstanbul
DOLAR32.3081
EURO34.8463
ALTIN2411.8
GÖKSEL OVACIK

GÖKSEL OVACIK

Mail: goksel-ovacik@halkulasim.com

Zor Günler Yaşıyoruz

COVİT-19 Salgını tüm dünyada olduğu gibi Ülkemizdeki olumsuz etkisini her geçen gün artırıyor. İnşallah bu beladan en kısa zamanda ve en az hasarla kurtuluruz. Salgınlar elbette toplumsal mücadeleyi ve kurullara uymayı gerektirmektedir. Aksi halde hepimizi üzecek neticeler ortaya çıkmaktadır. Toplum olarak önemli bir sınavdan geçiyoruz. Özellikle kamu görevi yapan sağlıkçılar ve toplu ulaşım çalışanlarının zorlukları ve riskleri daha yüksek. Sokağa çıkma yasağı koyulmaması ve toplumun kurallara henüz adapte olamamaları bu kamu çalışanlarının görevlerini zorlaştırmaktadır.

Özel Halk Otobüsleri olarak, Devletimizin ve bağlı bulunduğumuz İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin aldığı kararlara ve verdiği talimatlara uymak ve uygulamak mecburiyetimiz var. Sokağa çıkmak ve işine gidip gelmek mecburiyetinde olan insanlarımızı, araç yoğunluklarını @’a düşürerek, sağlık personelini ücretsiz olarak taşıyoruz ve taşımaya da devam edeceğiz.

Özel Halk Otobüsü işletmecileri olarak bu kente ve insanımıza minnet borcumuz var. Devletimizin ve Belediyemizin belirlediği şartlarda, işletme zararına ve olumsuz şartlara rağmen görevimizi aksatmadan yerine getiriyoruz, getireceğiz. Ancak vatandaşlarımızdan toplum sağlığı açısından belirlenmiş kurallara ve özellikle sosyal mesafeye dikkat ederek mutlaka uymalarını, şoförlerimize bu konularda yardımcı olmalarını istirham ediyoruz. Şu unutulmamalıdır ki Sağlık personeli ve toplu taşıma personeli çok fazla kişiyle yakınlaştıkları için daha fazla risk altında bulunmaktadırlar. Hem kendi sağlığımız hem de bize hizmet eden fedakar kamu çalışanlarının sağlığı ve işlerinin kolaylaşması için vatandaşlar olarak kurallara mutlaka uymamız gerekmektedir.

Daha önce de benzer felaketlerde olduğu gibi bu bela da gelip geçicidir. Sabır ve mücadele ile bunu da atlatacağız. Bu aynı zaman da toplum olarak bir sınavdır. Birlik ve beraberlik içinde bu sınavdan da yüz akıyla çıkacağız inşallah.

Başkanımız Yakıt ve Şoför Maliyetlerini Üstlendi

Özel Halk Otobüsü sektörü olarak iyi bir sınav verdiğimizi düşünüyorum. Bu anlamda tüm şoför ve işletmecilerimize teşekkür ediyorum. Elbette yaptığımız kamu hizmetidir ve bu gibi durumlarda kar hesabı yapılmaz, yapılması da doğru olmaz. Ancak Özel Halk Otobüsü işletmecileri olarak bu görevi aksatmadan sürdürebilmemiz için giderlerimizi de faaliyetten sağladığımız gelir ile karşılamak mecburiyetimiz var. Bütün sektörlerde olduğu gibi bizim de işletme zararımız kaçınılmazdı ve zarar etmeye de devam ediyoruz. Birçok işletme faaliyetlerini durdurmak suretiyle maliyetlerini düşürmek suretiyle zararlarını azalttılar. Ancak kamu görevi yaptığımız için bizim faaliyeti durdurmak ve zararı azaltmak imkanımız bulunmamaktadır. Araçlarımız boş olarak çalışırken işletme zararımız da her geçen gün yükselmeye devam etmektedir. Bizler kar etmeyelim ama zararımız da az olsun düşüncesiyle personel ve yakıt maliyetimizin karşılanması için bağlı bulunduğumuz İBB yönetimine başvuruda bulunduk. İBB Başkanımız Sayın Ekrem İMAMOĞLU bu talebimizi olumlu karşıladılar ve gerekli çalışmaların yapılması için talimat verdiler. Ben sektörüm adına kendilerine teşekkürlerimi ve şükranlarımı arz ediyorum. Bu işletmecilerimizi en azından bir nebze olsun rahatlatacaktır. İnşallah süreç fazla sürmez ve normalleşiriz. Temennimiz ve duamız budur.

Her şerde bir hayır vardır. Sanırım bu beladan toplum olarak birçok ders çıkararak kurtulacağız. Ancak sektör olarak bu olay bize bir kez daha bir şeyi net olarak gösterdi ki yolcu taşıma faaliyetinden elde edeceğimiz gelirler ile giderlerimizi karşılayabilmemiz ve sürdürülebilir finansman sağlayabilmemiz mümkün değildir, olmayacaktır da.

İşletme Payımız Azalıyor

Kent sürekli gelişiyor insanların ihtiyaçları ve talepleri farklılaşıyor, konfor ve daha kaliteli seyahat talepleri artıyor-artacak. Bu çerçeve de İstanbul gibi Metropollerde zaman ve hız her geçen gün daha fazla önemli hale geldiği için zaman kazandıran metro ve benzeri yüksek taşıma kapasiteli ana taşıma sistemleri yaygınlaşıyor ve yaygınlaşacak. Bunun tabi neticesi olarak Dünyanın her yerinde olduğu gibi lastik tekerlekli sistemlerin işletme alanları daralacak ve yolcu sayısı düşecek. Diğer taraftan ücretsiz aktarma, düşük ücretli aktarma, ücretsiz yolcu sayısı ile birlikte indirim sağlanan kesimlerin sayısı ve indirim oranları da yükseliyor-yükselecek. Bu ise gelirimizi tabi olarak düşürecek ve düşürüyor.

Gelişen ve büyüyen kentlerde ana taşıma sistemleri yaygınlaştıkça lastik tekerlekli sistemlerin (Otobüs-Minibüs gibi) işletme payları alıyor ve azalacak. Bu gelişmeler çerçevesinde öteden beri ifade ettiğimiz gibi, gelişmelerden bağımsız olarak bizim yeni bir işletme ve hak ediş modeline ihtiyacımız var. Mevcut sistem hem idare ve bizim, hem de vatandaşların ihtiyacına cevap veremeyecek hale geldi ve artık tıkandı. Bütün kesimler şikayetçe ve memnuniyetsizlik zirve yaptı. Yaşlandığı için bu sistemin ıslahı ve iyileştirilmesi artık mümkün değil. Zamanın gereklerine uygun hale gelmez isek ayakta kalmamız mümkün olmayacak. Mevcut yapı sürekli sorun üretiyor ve ayrıca alışkanlıklar ve imkansızlıklar nedeniyle de mevcut sorunlarımızı çözemiyoruz. İdare ve Operatörler arasında çözümsüzlük nedeniyle güvensizlik oluştu ve bu durum artarak devam ediyor ve ilişkiler yıpranıyor, dikkatimiz ve enerjimiz dağılıyor, sektör olamıyoruz güç kaybediyoruz. Hepimiz müktesep haklarımız garanti altına alınamadığı ve geliştirilemediği için yarınlarımızla alakalı ciddi kaygılar taşıyor ve bunun stresiyle sürekli gerilim içinde yaşamaya çalışıyoruz.

Yeni Sistemle Plaka ve Tüm Haklar Geliyor

Kısaca mevcut durum asla sürdürülebilir değil ve acilen yeni bir sisteme geçmemiz gerekiyor. Bu amaçla İBB adına İETT ile ortak bana göre karşılıklı anlayış ve güvene dayalı güzel bir çalışma yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Yeni Bir Otobüs İşletme Sistemi kurmak amacıyla başlattığımız çalışmalar da Özel Halk Otobüslerinin tarihinde bir ilk olarak İBB’ye bütün sorunlarımızı ve eşit şartlarda, hiçbir sınırlama ve tenkit olmadan sunduk. Kendimizi olabildiğince özgür bir şekilde ifade ettik. Kendimiz de özeleştiri yaptık ve şimdiye dek yapılan bütün hata ve eksikleri, taleplerimizi, önerilerimizi, görüşlerimizi ifade ettik. Ve bunların tamamı anlık olarak kayıt altına alındı. Yapılan yeni sistem çalışması bunlar üzerinde inşa edildi ve makul olan bütün taleplerimiz karşılık buldu.

Yaklaşık 15-16 geniş katılımlı ve karşılıklı iknaya dayanan, geniş müzakereli toplantılar gerçekleştirdik. Öncelikle talebimiz Müktesep haklarımızın tescili ve sürdürülebilir bir finansman sağlayacak yeni bir hak ediş modelinin oluşturulması oldu. Dedik ki biz yaklaşık bir asırdan beri bu kente hizmet ediyoruz ve artık yardımcı değil asli unsuruz. Bu hususu kayıtlara geçirelim ve Meclis kararı ile de tescilini yapalım. Artık seri plakamız olsun. Biz kamu hizmeti yapıyoruz ve Dünyanın her yerinde olduğu gibi özel işletmeler kamuya değil kamu özel işletmelere destek sağlasın. Bu çerçeve de İBB adına yaptığınız bütün tahsilatları (Ceza hariç) kaldıralım. Faaliyetin olmazsa olmazı olan ve bir standartta olması için Elektronik (Kamera-Belbim EÜTS ve AKYOLBİL gibi) sistemlerin bakım ve onarımlarını siz üstlenin. Yani biz sadece işletmecilik yapalım. Araçları, bakımı ve Şoförleri daha iyi ve Kurumsal yönetebilmemiz için Garajlar verin bize. Öyle bir hak ediş sistemi olsun ki yolcu sayısından, tarifeden, kentteki gelişmelerden, seyahat kartları ve benzer sosyal uygulamalardan, mevsimlerden toplumsal olaylardan, afetlerden bağımsız olsun etkilenmesin. Değişken Maliyetlerimiz ve Sabit Maliyetlerimizi karşılayan, üstlendiğimiz riskler, hayat şartları ve yaptığımız yatırımın değerine göre bize aylık sabit ama fiyat artışlarına göre dinamik net gelir sağlayan bir hak ediş modeli oluşturalım. Ödeme garantisi olsun ki geleceğe güvenle bakabilelim ve ödeme planlarımızı buna göre oluşturalım.

Mevcut uygulama da bir kısım gereksiz ve cariliğini kaybetmiş uygulamalar ve prosedürler var bunları kaldıralım. Mesela Taahhütname gibi. İşletme esnasında meydana gelen kusurlarda Şoför ve İşletmeci kusurlarını ayıralım. Suçun bireyselliği ilkesine göre kusurlu kim ise ceza ona uygulansın. Hizmet kalitesinin yükseltilebilmesi için Toplu taşıma şoförlüğünü kalifiyeleştirelim ve buna göre yeni kurallar ve eğitim programları uygulayalım. Cezayı amaç olmaktan çıkarıp araç haline getirelim ki Otorite ve operatör ilişkileri düzelsin ve seviye kazansın.

İşletmeyi kurumsallaştıralım, Şirketleri daha Kurumsal ve Profesyonel yönetilebilir hale getirelim. Bir Şirket modeli oluşturalım hepsi aynı standart ve kalitede olsun. Şirketler artık operatör olsun ve Dünya Standartlarında toplu ulaşım kuruluş haline gelsinler.

Hiçbir Esnafın Geliri Düşmeyecek

Sektörün ihtiyacı olan bütün konuları tek, tek anlattık ve talep olarak da kayıtlara geçirttik. Teknik anlam da çok başarılı, örnek ve ilk defa ÖHO sektörünün bu denli dinlendiği ve önemsendiği bir çalışma yürüttük. Taleplerimizin ?’u uygun bulunarak kabul edildi. Sadece performans kriterleriyle alakalı arıza ile kaza halinde belirli bir sefer sayısı kadar sabit maliyet ile kar payından kesinti olmasın önerimiz ile ödenecek aylık sabit kar payı miktarı konularında anlaşmazlık kaldı ve bunların takdiri de İBB başkanımıza bırakıldı. Sanırım İBB Başkanımız Sayın Ekrem İMAMOĞLU’nun takdirleri ile bu iki husus da aşılacak ve yeni sisteme geçmek için önemli aşama geçilmiş olacaktır. Sonrası idari prosedür olarak Meclis Kararı alınması ve uygulamaya başlanmasıdır.

Bazı arkadaşlarımız yolcu sübvansiyonunda ısrar ederek kafa karıştırmaya çalışıyorlar. Öncelikle şunu ifade etmeliyim. Hiçbir Şirket ve grubun 2019 son 6 aylık gelir ortalamasına göre yeni sistem de geliri düşmeyecek tam aksine değişik oranlarda da olsa artacaktır. Yukarıda ifade ettim. Yolcu sayısına bağlı hiçbir ödeme modeli sürdürülebilir ve adil değildir-olamayacaktır da. Yaz oluyor, yağmur, kar oluyor, toplumsal olaylar oluyor, ücretsiz yolculuklar artıyor, ana taşıma sistemleri yaygınlaşıyor ve afet oluyor yolcu sayısı düşüyor doğal olarak sübvansiyonda azalıyor. Mesela covit 19 nedeniyle bugünlerde ve ne kadar süreceği belli olmayan süreçte yolcu sayımız azalacağı için sübvansiyon üst sınırdan verileceği halde düşecek. Kaldı ki bu uygulama tarife zammının yerine getirilen geçici bir telafi uygulamasıdır, araç başına aylık bir miktar garantisi yoktur. Tarife zammı zamanında yapılmıyor veya maliyetleri karşılamıyordu. 2012 yılından 2019 yılına kadar sübvansiyona rağmen, zam ayarlaması zamanında yapılamadığı için p’lik reel gelir kaybımız oluştu. Bu kaybı tarife zammıyla karşılayabilmek asla mümkün değildir. Bilet ücretlerinin anormal artırılması yolcu kaybı ile birlikte gelir kaybına neden olacaktır. Bir noktada tarife zammı sürdürülebilir finansmanı sağlamayacaktır. Seyahat Kartları uygulaması her geçen gün kontrolsüz hale geldi ve geliyor. Usulsüz kart kullanımının ne denetimini yapabiliyor, ne de gelirin düşmesini önlüyoruz. Ücretsiz yolculuk oranları ’leri buldu ve artmaya devam ediyor. Öğrenci uygulaması ve bizlere olumsuz etkisi ortadadır. Şu anda tam ücret ödeme oranı sadece 3 oldu. Bu şartlarda bizlerin ayakta kalması artık imkansızlaşmaya başladı.

Meseleye Emek ve Ekmek Olarak Bakmalıyız

Kısaca yeni bir sistem şart haline geldi. Dünyanın bütün metropollerinde İstanbul’da ki gibi uygulama kalmadı. Bizim de artık bu noktada bir karar vermemiz gerekmektedir.

Esnaf Odası Başkanı olarak benim görevim durumu objektif bir şekilde sizlere anlatmaktır. Yeni sistem çalışmalarıyla alakalı olarak esnafımızı bilgilendirmek amacıyla bir sunum hazırlandı ve Şirketlerimize dağıtıldı. Sektör olarak artık ayrılıklarımızı ve gayrılıklarımızı bırakarak meseleye emek ve ekmek zaviyesinden bakarak bir karar vermemiz gerekiyor. İyi ya da kötü başımıza ne gelecek ise birlikte katlanacağız. Gelir üzerindeki tehlikeleri minimize edecek bir hak ediş sistemi ihtiyaçtır. Ortaya alternatif bir görüş ve çalışma koymayan, kurt dumanlı havayı sever sözünde olduğu gibi ortaya çıkan bazı art niyetli ve durumdan vazife çıkarmak isteyen provakatif amaçlı kişilere itibar etmeden, geleceğe bakarak bir karar vermemiz şarttır. İyi düşünelim, Objektif ve geleceği dikkate alarak meseleye bakalım ve hep birlikte karar verelim. Şunu da unutmayalım biz, senden ve benden büyüktür.

Herkese sağlıklı ve huzurlu bir gelecek diliyorum.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar