6 Ağustos 2025 tarihinde kongremizi gerçekleştirdik. Seçim öncesinde de ifade etmiştim: “Esnafımızın sağduyusuna güveniyorum.” O güveni boşa çıkarmadılar. Bizi tekrar göreve layık gören tüm ortaklarımıza, kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Seçim artık geride kaldı. Salonda biten tartışmalar da orada kaldı. Bugün itibarıyla 01’den 453’e kadar bütün ortaklarımız birdir, kardeşimizdir, ailemizin parçasıdır. Ayrım gözetmeden herkese teşekkür ediyor, hepsine hizmet sözü veriyoruz.
Sorumluluğumuz artık daha büyük. Çünkü zor bir iş yapıyoruz. Karşımızda İstanbul Büyükşehir Belediyesi var. Her gün değişen kadrolarla, farklı operasyonlarla muhatap oluyoruz. Dün bir konuda görüştüğümüz yetkiliyi ertesi gün bulamıyoruz. Buna rağmen bu sistemi yürütmeye çalışıyoruz. Şimdi sonbahara girdik. Havalar serinledi, araçlarımızda çalışan şoförlerimiz daha rahat çalışacak. 8 Eylül’de okullar açılıyor. Trafik yoğunluğu artacak, şehir hareketlenecek. Şoförlerimize, kaptanlarımıza sabır diliyorum. Çünkü 20 milyonluk bir şehirde hizmet vermek kolay değil. Resmi kayıtlarda 16 milyon dense de, günübirlik giriş çıkışlarla bu sayı 20 milyona yaklaşıyor. İşte biz bu nüfusa hizmet ediyoruz.
Her gün yaklaşık 2 milyon yolcuyu özel halk otobüsleriyle taşıyoruz. Yani ağır bir yükün altındayız. İşimiz meşakkatli, sabır isteyen bir iş. Bizim tek beklentimiz emeğimizin karşılığının gününde ödenmesidir. 22 Mayıs’ta Büyükşehir Belediyesi ile bir ödeme takvimi üzerinde anlaştık. Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık ve Ocak ayları için net bir plan yapıldı. Şimdi biz bu plana uyulmasını istiyoruz.
Bugün itibarıyla belediyeden yaklaşık 6 milyar lira alacağımız var. Her ay 3 bin aracımız için 1 milyon 750 bin lira hak ediş doğuyor. Bunun üzerine maliyetler ekleniyor. Maliyetler çok yüksek: bir şoförün maaşı 120 bin lira, bir aracın aylık yakıtı en az 150 bin lira. Yalnızca bu iki kalem 270 bin lirayı buluyor. Diğer giderleri sayınca toplam aylık maliyet 450 bin liraya çıkıyor. Buna karşılık hak edişimiz 550 bin lira civarında. Yani kâr etmeyi bırakın, ödeme gecikince esnaf nefes alamıyor.
Esnafımız borçla, eş-dost desteğiyle, arabasını satarak bu noktaya kadar geldi. Belediyeden alacağımızı talep ediyoruz. Çok net söylüyorum: “Paramızı istiyoruz.” Biz hizmet sektörüyüz, kâr sektörü değiliz. Bu iş maliyetsiz yürümez. 4-5 ay geriden ödeme alan bir sektör ayakta kalamaz.
Belediye son dönemde yeni bir taksi projesi çıkardı. Esnafımızdan da buna ilgi var. Birkaç aracı olan, filosu bulunan esnaf için yeni bir gelir kapısı olabilir. Ancak burada da şartlar çok net olmalı. Kanunen tüzel kişiliklerin taksi sahibi olması mümkün değil. Ama belediye, “Feragat edersek izin veririz” dedi. İki kişi birleşip tek kişi üzerine taksi alabiliyor.
Sektörün ayakta kalması için maliyetin üzerinde ödeme yapılması şart. Esnaf, ancak o zaman aracını yenileyebilir, bu şehre daha iyi hizmet verebilir. Bu yüzden bütün siyasileri devreye koyuyoruz, bürokratlarla diyaloglarımızı sürdürüyoruz. Kısa zamanda hem ödeme sorununun çözülmesini hem de esnafımızın rahatlamasını ümit ediyoruz.
Ankara’da da gündemimiz yoğun. Türkiye Otobüsçüler Birliği Başkanımız ziyarete geldi. Burada en önemli konumuz mülkiyet hakkı. Biz süresiz hak istiyoruz. 35 yıllık sektördeyiz. Yarın bizi 49 yıllık ihale ile bağlayamazlar. Bu kabul edilemez. İkinci gündemimiz ücret meselesi. Bugün rüsum ödemiyorsak, yarın da ödemek istemiyoruz. Bir aracın faturası 550 bin lira, bunun yarısını rüsum olarak ödemek esnafı bitirir. Bu iki konuda tavrımız çok net.
Bunlara ek olarak 65 yaş desteği meselesi var. 2024’ün başında bu destek kesildi. Gerekçe, Sayıştay raporları oldu. Ancak bu destek kanunla verilmiş bir haktır. Cumhurbaşkanımız 2014’te bunu müjdelemişti. Bugün taşınan yolcunun yüzde 10’unu bile karşılamayan bir ödemeydi ama esnafımız razıydı. Bunun da yeniden sağlanmasını talep ediyoruz.
Esnafımızın krediye ulaşımı da çok zor. Halkbank’ın esnaf kredisi oranı düşük olsa da limit yetersiz. En azından bir aracın yüzde 80’ine kadar kredi imkanı verilmeli. Ayrıca araç alımlarında bir kereye mahsus KDV alınmaması gerektiğini savunuyoruz. Çünkü araçlarımızın kullanım ömrü 15 yıl. Bu noktada devletin bir kolaylık sağlaması şart.
Özetle Ankara’dan dört talebimiz var:
- Mülkiyet hakkımızın süresiz olması,
- 65 yaş desteğinin geri gelmesi,
- Esnaf kredilerinin artırılması,
- Araç alımlarında KDV’nin bir kereye mahsus alınmaması.
Bu taleplerimiz makuldür, mantıklıdır. Bakanlarımız, milletvekillerimiz de haklılığımızı kabul etmiştir. Biz bunların takipçisiyiz.
Seçim bitti, hizmet başladı. Sorumluluğumuz arttı. Dün ne yaptıysak, yarın daha fazlasını yapacağız. Esnafımızın yükünü hafifletmek, İstanbul halkına en iyi hizmeti sunmak için gece gündüz çalışacağız. Bizim için 01’den 453’e kadar tüm ortaklarımız birdir. Ayrım yoktur, birlik vardır. İstanbul Halk Ulaşımı kocaman bir ailedir.
Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Facebook Yorum
Yorum Yazın