
Kıymetli Ortaklarımız,
Önümüzdeki Genel Kurul sürecine yaklaşırken, ne yazık ki gündemimiz; sektörümüzün çözüm bekleyen gerçek sorunlarından çok, eski defterleri kendi menfaati için açan ve 8 yıllık suskunluğunu bir anda “vicdan nöbetine” çevirmiş bir adayın ithamlarıyla meşgul edilmektedir.
Bugün karşımıza “sektörü kurtarmaya geldim” diyerek çıkan bu kişi, tam 8 yıl boyunca bizim listemizde yöneticilik yapmış, toplantılarımıza katılmış, alınan her kararın altında imzası bulunmuş, iyi günde kötü günde aynı masa etrafında oturmuş biridir. Eğer bugün sektörde bir sorun varsa, bunun sorumluluğunun bir kısmı da bu kişinin şahsına aittir.
Ancak ne ilginçtir ki; bu kişi, bugüne kadar hiç sesi çıkmadan, hiçbir itirazda bulunmadan, hiçbir çözüm önerisi getirmeden görev yapmış, ama sıra genel kurula ve sandığa gelince bir anda en radikal, en “doğru” ve en “cesur” kişi oluvermiştir.
Bu samimiyet değil, tam anlamıyla seçim yatırımı ve koltuk sevdasıdır.
İddialara Net Cevaplar:
1. "Değişim lazım, statüko yıkılmalı" diyorsunuz.
Peki bu statükonun bir parçası olarak 8 yıl boyunca neden bir tek öneriniz, bir tek çıkışınız olmadı?
Bu "statüko" dediklerinizle birlikte fotoğraf verdiniz, toplantı tuttunuz, karar aldınız.
Bugün dönüp “statüko” diye hedef gösterdiğiniz yönetime, dün alkış tutuyordunuz.
O zaman sorun değildi de şimdi mi sorun oldu?
2. “Tüzük değişmeli, vekâlet sistemi sınırlanmalı” diyorsunuz.
Ne zaman vekâletle seçildiniz, sesiniz çıkmadı. Ne zaman kazanma şansınız azaldı, “vekâlet yanlış” demeye başladınız.
Türk Ticaret Kanunu açık: vekâlet yasaldır. Siz şimdi yenemeyeceğiniz sistemi "gayrimeşru" göstermeye çalışıyorsunuz. Bu, zayıflığın açık ilanıdır.
3. "Eğitimsiz yöneticiler var" diyorsunuz.
Bu çok tehlikeli, kibirli ve ayırt edici bir dildir.
Otobüs şoförlüğü yapan bizler ve babalarımız, okuma yazma bilmeyen ama evlatlarını okutmak için sabahlara kadar direksiyon sallayan ortaklarımız, sizin gözünüzde değersiz mi?
Siz eğitim bahanesiyle kendi akrabanızı, çocuğunuzu yönetime taşımaya çalışırken, halkın emeğini görmezden geliyorsunuz.
Üstelik bunu söylerken, 8 yıl boyunca “eğitimsiz” dediğiniz insanlarla aynı yönetimdeydiniz. O zaman sesiniz neden çıkmadı?
4. “Yönetim kurulu küçültülsün, profesyoneller gelsin” diyorsunuz.
O halde 8 yıl boyunca neden bu profesyonel kadroları önermediniz?
Şirketin bütçesi, ortakların hassasiyeti, huzur hakları konusundaki gerçekleri çok iyi bildiğiniz halde, şimdi bu söylemleri sadece göz boyamak için kullanıyorsunuz.
Profesyonel yönetim fikrini destekliyoruz, ancak bu fikir seçim kazanmak için değil, ehil kadrolarla planlı şekilde hayata geçirilmelidir.
5. “İdareye karşı dik duracağız, hesap soracağız” diyorsunuz.
Dik durmak, kürsüde hamasetle bağırmak değil, masada akılla, belgelerle konuşmaktır.
Bugüne kadar kaç resmi dilekçe verdiniz? Hangi toplantıda teknik dosya sundunuz? Sunduklarınızda ki teknik hataları isterseniz açıklayın!
Gerçek Yüz: Adaylık İçin Uydurulan Mağduriyet Hikâyeleri
Yazınızda yer alan ifadelerin neredeyse tamamı ya çarpıtılmış, ya da bağlamından koparılmıştır.
“Ben ve seni atalım, kocaman bir BİZ diyelim” diyorsunuz; ama yazınızın her satırı “BEN” ile dolu.
“Vekâlet veren hata yapar” demekle, vekâlet veren her ortağa hakaret ediyorsunuz.
“Liyakatsiz yöneticiler” ifadesiyle ise yıllardır beraber çalıştığınız insanları aşağılıyorsunuz.
Sonuç: Kime Hizmet Ettiğiniz Ortada
- 8 yıl boyunca susan biri şimdi sesini yükseltiyorsa, bu cesaret değil hesapçılıktır.
- Ortak akıl yerine hamaset sunan biri, koltuk için her şeyi vaat eder ama hiçbirini gerçekleştiremez.
- Kendi geçmişiyle yüzleşmeden başkalarını eleştiren biri, yönetmeye değil bölmeye adaydır.
Biz Ne Yapacağız?
Biz, 8 yıldır olduğu gibi;
- Şirketimizin çıkarlarını, kişisel menfaatlerin önüne koyacağız,
- Her ortağa eşit mesafede, her fikre açık şekilde yol yürüyeceğiz,
- Eğitimli kadroları destekleyeceğiz ama bu desteği “eğitimsizleri küçümsemek” için değil, ortak faydayı büyütmek için yapacağız,
- Vekâlet haktır, her kim seçime girmek isterse yasanın verdiği bu hakkı kullanır.
- Konuşan değil, çalışan bir yönetim olmayı sürdüreceğiz.
Kıymetli Ortaklarımız,
Bizim vizyonumuz günü kurtarmak değil, sektörü geleceğe taşımaktır.
Bizim farkımız laf değil, icraat üretmemizdir.
Bizim derdimiz koltuk değil, ortaklarımızın yarınlarıdır.
Genel kurul sürecinde, sizlerin ferasetine güveniyoruz.
Yalana değil, gerçeğe,
Kavga değil, çözüme,
Laf değil, hizmete oy vereceğinizi biliyoruz.
Facebook Yorum
Yorum Yazın