
İstanbul’un metrobüsü dünyada bir idol oldu. Hat uzunluğu, yolcu yoğunluğu ve stratejik güzergahı ile şuana kadar eşi benzeri olmayan bir konumda. O sebeple bu hatta hizmet veren otobüs markaları da büyük gözlem altında!
Metrobüs 2006 yılında ilk olarak dile geldi ve filonun ilk araçları da 27 metre uzunluğu ile Hollanda’dan ithal edilen otobüsler oldu. Şoförsüz olacağı iddiasında bile bulunulan bu güzergah bugüne kadar uzadı ve birçok markanın hizmet verdiği bir hat oldu ama halen şoförlü!
Metrobüs hattının şüphesiz en büyük yükünü dünya devi Mercedes-Benz araçları çekiyor. Halen filonun çoğunluğunu oluşturmakta. Oysa yıllardır Mercedes-Benz araçları alınmadı. Artık kullanım ömrünü çoktan doldurmuş bu araçlar İstanbul’un yükünü halen taşıyor. Bu tahmini dahi imkansız bir başarı! Mercedes-Benz bu başarısı ile ne kadar övünse azdır. Evet sefer esnasında arıza yapanları var ama bu yaştaki araçların hem de böylesi sefer tamamlama ortalaması yakalaması bile büyük bir başarı. Mercedes-Benz bu başarısı ile aslında neden dünya devi olduğunu da açıklamış oluyor. Artık araçların kilometre saatleri dahi kaç kere devir yaptı hesaplamak imkansız ama hattın yoğunluğu ve araç yaşlarına rağmen sapasağlam bir filo olarak bu araçlar İstanbul halkına hizmet veriyor.
Yıllar içerisinde bu güzergahta kullanılmak üzere başka markalarda denendi ama verim alınamama sebebi ile iç hatlara bu araçlar çekildi. Sonrasında 2022 yılında ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yüklü bir alım daha gerçekleşti ve OTOKAR ile AKIA markalı metrobüs araçları filoya dahil oldu. Her iki markanın araçları da ilk defa yollara bu vesile ile çıktı. Yani ilk metrobüs deneyimleri İstanbul oldu. Bildiğim kadarı ile bu alımlar sayesinde Metrobüs filosunun yaklaşık 3’te 1’i yenilenmiş oldu. Lakin halen filonun ağırlığı Mercedes-Benz!
Yeni bir otobüse kusur bulmak kolay değildir. Kusurlar zamanla – eskime ile ortaya çıkacaktır. Dayanıklılık aracın kilometre ve yaş alması ile ölçülecektir. Bugün itibari ile artık filoya dahil olan OTOKAR ve AKİA araçları da değerlendirme sürecine ulaştı diyebiliriz. 4. yıllarını filoda yaşıyorlar ve yüksek kilometrelere ulaştılar. Metrobüs filosunda ki performansları eminim ki birçok belediyenin de artık incelemesi altındadır. Arıza sayıları, sefer gerçekleştirme oranları ve bakım giderleri çok iyi incelenmelidir. Çünkü toplam sahip olma maliyeti bir işletme için en önemli kriter olmalıdır. Eğer bu markalar da benzer başarıları sergileyebiliyorsa kendilerini ispatlamışlar demektir.
Bana otobüslerle ilgili durmadan sorular geliyor. Benzer sorular Metrobüs’e dahil olan OTOKAR ve AKİA için de geliyordu. Verdiğim cevap ise “hele 3 yılı araçlar devirsin, sağlıklı değerlendirme o zaman olur” diyordum. İşte bugün artık zamanı, ülkemiz için 2 değerli marka İstanbul’a yaklaşık 4 yıldır hizmet veriyor metrobüs hattında. Milyonlarca insanı evinden işine, sevdiklerine 7/24 esasıyla taşıdı. umarım nasılsa sattık mantığı ile bu firmalarımız davranmaz ve çalışan araçların eksikleri ile alınan geri bildirimler de yeni üretimlerine ışık olur. Sonuçta kul yapısı elbet hatası – kusuru olacak. Ancak hata ders çıkarıldığında değerlidir, üstü örtüldüğünde değil!
Ve hatta bu değerlendirme otobüsü otobüs yapan tüm bileşenler için de yapılmalı. Şanzıman, Klima v.s, tek tek ele alınmalı!
Facebook Yorum
Yorum Yazın