Gelecek kaygısı çekmeme adına bir sistem inşa etme amacıyla çıktığımız bu yolda kurgulanan ÖTİS, ödemelerde ki aksamalardan ötürü uygulanamaz noktaya ulaştı. Acil kalıcı bir çözüm olmazsa onca emek de heba olacak! Esnafımız tüm özveriyi gösterdi, sıra artık sadece idarede.
2019 yılı yerel seçimleri sonrasında Büyükşehir ve İETT’nin yeni bürokratları ile toplu ulaşıma uzun vadeli ve kalıcı bir çözüm sunma adına görüşmelere başlamıştık. O günden bu yana birçok isim ÖTİS dediğimiz bu sisteme önemli emekler harcadı. Sistemim tüm çalışma ve planlama süreci kusursuz oldu diyebiliriz. Çıkan aksaklıklar da diyalog ile süreç içerisinde çözümlendi. Sistemin işleyiş süreci dört dörtlük oldu denilebilir, halen eksikleri olsa da.
Lakin ÖTİS’in maliyet hesaplamaları ile ödemeler süreci 22 ay geçmesine karşın halen piyasa gerçekliğinden çok uzakta. 90 güne ulaşan vade sürecine geldik. 90 gün bir aracın çalışma maliyeti ise şoför, yakıt ve rutin bakım olarak bile bakıldığında 360.000 TL’ye ulaşmış durumda. Böylesi bir rakamı esnafın karşılaması beklenemez. Zaten sistemde ki kar oranları belli! Ayrıca aramızda ki sözleşme de ortada. Bizim idareden tek talebimiz sözleşme maddelerine sadık kalmalarıdır. Bu sistemi ve sözleşmesini biz yazmadık. Beraber ve hatta ağırlıkla idarenin istekleri ile şekillendi. İmzayı ise birlikte attık. Bugüne kadar bizler imzamıza sadık kalarak sözleşmenin gereğini olması gerekenden dahi fazlası ile yerine getirdik.
“Para Yok” Ama Hizmet Lazım!
Araçlarımız sabah gün ışımadan gece yarısına kadar hizmet sunuyor. Bu hizmeti sağlamak için ise her gün bir maliyeti göze alıyor. Hemen her gece gelen akaryakıt zamları ile karşılaşan ilk bizim araçlarımız. Gece 12’den sonra gelen her zammın ilk müşterisi oluyoruz. Bir finansal maliyete maruz kalıyoruz. İstanbul’da ki lastik tekerlekli toplu ulaşım hizmeti esnafımız ve şirketlerimizin özverisi ile sayesinde sağlanıyor. Taşıtmatik ile akaryakıt tedarik ediyor, şirket kefaleti sağlıyor, vadesi geldiğinde ödüyor ve para İdareden ulaşınca da kesintisini yapıyoruz. Ancak artık bu çözüme bile gücümüz yetmiyor. Gelen paralar yakıtı dahi karşılayamıyor.
Böylesi bir özveriye karşılık ise idare tarafı daha da kaliteli bir toplu ulaşım hizmeti! Esnaf yakıt alamazken, çalışacak şoför bulamazken halen “hizmette kalite” söylemi artık kabul edilebilir değil! Esnaf Odası Başkanımız UKOME toplantısında İstanbul halkından özür dileyerek “yakında araçlarımızı çalıştıramayacağız” dedi. Bu öyle boşa söylemin bir söz değil. Süreç zaten o yöne evriliyor. Bunu sebebi ise ne biz ne de esnafımız!
Maliyetlere İdare’de Hakim
İstanbul’da 3041 özel otobüs taşımacısı mevcut. Ayrıca İETT’nin de 3000 civarı otobüs, metrobüs, metro ve tramvayı mevcut. Bizler gibi İdare’de benzer işletme maliyetlerine şahit. Şuan bizim talep ettiğimiz işletme maliyetlerinden çok daha fazlasına mevcut araçlarını çalıştırdığını da bilmekteyiz. İşletme maliyetlerinden ötürü İBB Meclisi’nden İdare için talep ettiği borçlanmaları ve UKOME’den son 3 yılda bilete alınan zamları da görmekteyiz. Tüm bunlar ulaşımda yaşanan enflasyona İdare’nin de hakim olduğunu göstermektedir.
Bu kadar net bilgiye rağmen kamu kaynaklarına dayanarak ayakta kalabilmeyi sağlayan İdare’nin kendi öz sermeyesi ile hem de daha ucuza İstanbul halına hizmet sunan bu esnafı mağdur etmesi kabul edilebilir değil. Şuan araçlarını yürütebilmek için esnaflarımız eş-dost-akraba-banka gezip borç para aramakta. Peki neden?
İstanbul halkına kaliteli, güvenli ve konforlu toplu ulaşım hizmetini sunma sorumluluğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nindir. Bizim görevimiz ise bu ilgili hizmeti Büyükşehir adına belli bir bedel ile yerine getirmektir. Esnafımız, İdare adına özveri gösterme yükümlülüğünde değildir. Biz işimizin bedeli olarak hakkedişimizi gününde ve doğru hesaplama ile almak isteriz.
Maliyetlerin Pazarlığı Doğru Değil
ÖTİS’in sabit ve değişken maliyetler ile kar payı üzerine inşa ettik. Kazancımızın tam olması için maliyetlerin eksiksiz tahsili gerekmektedir. Aksi halde kar olarak alınan meblağ giderlere aktarılmaktadır. Hele ki bu kar marjı ve enflasyon ile kabul edilebilecek bir durum değildir.
Maliyetlerimizi bizlerin anlatmaya çalışması bile üzmektedir. Aynı maliyetlere İdare’de sahip. Buna karşın faturalı olarak belgeli bir şekilde sunduğumuz maliyet kalemlerinin İdare tarafından pazarlık haline getirilmesi hiç doğru değil. Yapılan pazarlık oranında bizim maliyetlerimizi düşürücü adımlar atılacaksa buna sözümüz yok. Oysa maliyet pazarlığı sonrası araç fiyatları, bakım maliyetleri, personel giderleri ve sigorta-kasko da hiçbir indirim görmedik. Bizimle bu pazarlığa girişenler gider kalemlerimizin ilgili birimleri ile de pazarlığa oturarak aynı indirimi sağlamalarını isteriz.
Yılbaşında yaptığımız maliyet hesapları 5 ay geçmeden yaşanan enflasyon ile çoktan şaştı. Ülkede yaşanan enflasyon ile asgari ücret bile 2 kere zamlandı ve hatta üçüncü kez artışı gündemde. Biz ise halen eski rakamlar ile araçlarımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Oysa sigorta, personel maaşı, bakım, yedek parça ve yeni araç bedelleri 5 ay içerisinde tahmini imkansız bir şekilde arttı. Bu artışlar dahilinde Esnaf Odası ve şirketler olarak yeni maliyet hesabı yaptık ve Temmuz’dan geçerli olmak üzere teklif olarak İdare’ye sunduk. Bu teklif sistemin sürdürülmesi için verilmiştir. Yılbaşına kadar esnafımızın giderleri sağlayabilmesi adına gereklidir.
Sistem Artık Tıkandı
ÖTİS’i planlarken büyük umutlar ile bu yola çıktık. Sistemin işleyişi de bu konuda verimli oldu. İstanbul halkının da beğenisini kazandı. Sisteme verimlilik ve yolcu memnuniyeti kazandırdı. Lakin sözleşmenin diğer gereksinimleri halen yerine getirilmedi. Özellikle ödemeler ve maliyet kalemlerinde yaşanan aksamalar ile sistemin bizim tarafımızda önemli aksamalar mevcut.
Bizim isteğimiz nettir. Sisteme ve sözleşmeye tüm tarafların riayet etmesi tek beklentimiz. Bu sistemi İdare ile birlikte yazdık ve beraber imzaladık. Bizler sorumluluklarımızı fazlası ile yerine getirmekteyiz. Çünkü biz sistemin işlemesini istiyoruz. Sistemin işletesini isteyen tüm tarafları sözleşmeye riayet eder. Ancak bu tek taraflı olmaz. Sistemin yürümesi isteniyorsa sözleşmenin tüm tarafları sorumluluklarına bağlı kalmalıdır.
Bugün yakıt bulamadığı için aracını çalıştıramayan esnaflar mevcut. Çok acı! Bu durumdan aslında İstanbul halkı da mağdur. Bugün belki 100-200 araç çıkamadı sefere. Yarın belki hiçbiri çıkamayacak. Kimi bakımını yapamayacak, kimi yakıtı bulamayacak. Olan İstanbul halkına olacak…
Facebook Yorum
Yorum Yazın