İstanbul
DOLAR38.7786
EURO43.8944
ALTIN4143.5
SEDAT ŞAHİN

SEDAT ŞAHİN

Mail: [email protected]

İstanbul Kentiçi Ulaşımında Kriz Eşiği Özel Halk Otobüslerinde Yapısal Tıkanma ve Çözüm Önerileri

İstanbul Kentiçi Ulaşımında Kriz Eşiği Özel Halk Otobüslerinde Yapısal Tıkanma ve Çözüm Önerileri

İstanbul, sahip olduğu tarihi, stratejik ve sosyoekonomik önem nedeniyle sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en önemli şehirlerinden biridir. 16 milyonu aşan nüfusu ve her gün milyonlarca insanın hareket ettiği bir metropolde, kent içi ulaşımın sorunsuz ve sürdürülebilir şekilde işlemesi hayati bir zorunluluktur. Bu sistemin önemli bir bileşeni olan özel halk otobüsleri, kamu hizmetini özel teşebbüs eliyle yürüten, kamu-özel iş birliğinin sahadaki karşılığı olan bir modeldir

İstanbul’da faaliyet gösteren 3.021 özel halk otobüsü, İETT denetiminde günlük ulaşım yükünün büyük bir bölümünü taşımaktadır. Bu hizmet, maliyet etkinliği açısından değerlendirildiğinde, kamu kaynaklarının verimli kullanımı anlamına gelmektedir. Nitekim İETT tarafından işletilen araçlara göre özel halk otobüsleri aynı hizmeti yaklaşık üçte bir maliyetle sunmaktadır. Bu durum, kamu bütçesi açısından ciddi bir avantaj sağlamaktadır.

Finansal Tıkanma: Beş Yılda Derinleşen Sorun

Son beş yıldır süregelen ödeme düzensizlikleri ve yetersizlikler, özel halk otobüsü işletmeciliğinde yapısal bir finansal tıkanmaya yol açmıştır. Akaryakıt giderleri, personel maaşları, SGK ve vergi yükümlülükleri gibi temel maliyet kalemlerini karşılamakta zorlanan birçok işletmeci, 22 Mayıs 2025 tarihinde ilk kez fiili imkânsızlık nedeniyle hizmet veremez duruma gelmiştir. Bu durum bir eylem değil, sürdürülemezliğin doğal ve kaçınılmaz bir sonucudur.

Denetim ve Muayene Kriterlerinde Gerçeklikten Uzak Yaklaşım

Finansal darboğaz sürerken, sahada uygulanan denetim ve muayene kriterleri sektöre ilave yükler getirmektedir. Türkiye’de başka hiçbir büyükşehirde bulunmayan detaylı ve neredeyse sıfır kilometre donanım beklentisi, yaş almış araçlara dayatılmakta; bu ise hem ekonomik gerçeklerle hem de teknik fizibiliteyle çelişmektedir. Kalite, konfor ve güvenlik elbette önemlidir; ancak beklentilerin araç yaşı ve teknik sınırlar gözetilerek belirlenmesi, sistemin sürdürülebilirliği açısından elzemdir.

Krizin Ardından Gelen Müdahale ve Kırılgan Umut

22 Mayıs sabahında yaşanan hizmet kesintisi sonrası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri başkanlığında gerçekleştirilen toplantı, sektör adına önemli bir dönüm noktası olmuştur. Görüşmede, öngörülebilir bir ödeme planı oluşturulması ve akaryakıt temini konularında çözüm odaklı adımlar atılmış, ayrıca sahadaki muayene ve denetim sistemlerinde bazı iyileştirmeler gündeme alınmıştır

Ancak, bu adımlar ne yazık ki krizin ardından ve zorunluluk sonucu gelmiştir. Gerçek çözüm, bu adımların krizi önleyici biçimde, proaktif bir yaklaşımla zamanında atılmasıyla mümkündür.

Kamu-Özel İş Birliği Modeli Yeniden Tanımlanmalıdır

İstanbul’un ulaşım sisteminin en stratejik unsurlarından biri olan özel halk otobüsçülüğü, yalnızca bir taşımacılık faaliyeti değil, aynı zamanda kentsel hizmetlerin sürekliliği açısından kritik bir kamu fonksiyonudur. Bu bağlamda, kamu otoritesi ve özel sektör aktörleri arasında kurulacak kalıcı, düzenli ve kurumsallaşmış bir diyalog mekanizması, sistemin geleceği açısından zorunluluktur.

Stratejik Çözüm Önerileri

  1. Ödeme Sisteminin Reformu: Sabit takvimli, gecikmesiz, dijital takip sistemine entegre bir ödeme modeli geliştirilmelidir.
  2. Teknik Muayene Standartlarının Gözden Geçirilmesi: Araç yaşına ve tipine göre ayrıştırılmış, gerçekçi ve maliyeti gözeten denetim sistemi oluşturulmalıdır.
  3. Ceza Sistemi Yerine Rehberlik Sistemi: Denetimler, cezalandırma yerine iyileştirme ve rehberlik odaklı hale getirilmelidir.
  4. Düzenli Ortak Komisyon Toplantıları: İETT, İBB ve özel sektör temsilcilerinden oluşan “Ulaşım İşbirliği Konseyi” kurulmalıdır.
  5. Özlük ve Müktesep Hakların Korunması: Sektör çalışanlarının ve işletmecilerinin sosyal hakları güvence altına alınmalı, geçmiş kazanımlar korunmalıdır.

Kent içi ulaşımın ana omurgasını oluşturan özel halk otobüsü işletmeciliği, İstanbul’un sürdürülebilirliği açısından vazgeçilmezdir. Bu sistemin çökmesi, sadece ekonomik değil; sosyal ve lojistik bir kriz doğuracaktır. Bu nedenle, özel halk otobüsçülüğünün yaşadığı sorunlar salt bir sektör krizi değil, bir şehir sisteminin alarmıdır.

Kamu ve özel sektör, bu sorunu birlikte ve eşgüdüm içerisinde çözmekle yükümlüdür. Geciken her karar, büyüyen bir maliyet ve kayıptır.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar