İstanbul’un toplu taşıma yükünü omuzlayan biz özel halk otobüsçüleri olarak, zor ve belirsizliklerle dolu bir sürecin içinden geçiyoruz. Hem İstanbul halkına karşı olan hizmet sorumluluğumuzun, hem de bu sektörün sürdürülebilirliği için gerekli ekonomik şartların bilinciyle bu açıklamayı yapıyoruz. Uzun süredir yaşadığımız mali sıkıntılar ve üzerine gelen idari baskılar nedeniyle hem esnafımız hem çalışanlarımız hem de bu hizmetten faydalanan vatandaşlarımız ciddi şekilde etkilenmiş durumdadır.
19 Mart 2025 tarihinden itibaren İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik süregelen operasyonlar, yalnızca belediye bürokrasisini değil, belediye ile iş yapan tüm sektörleri derinden etkilemiştir. Bu süreç, farklı aşamalarla devam etmiş ve halen sonuçlanmamıştır. Ne yazık ki, özel halk otobüsçüleri olarak bu krizden doğrudan ve ağır biçimde etkilenenlerin başında geliyoruz.
Düzenli ve Yeterli Ödemelerin Hayati Önemi
Sektörümüz, hizmetini sürdürebilmek için maliyetlerini peşin ödemek zorunda olan bir yapıya sahiptir. Yakıt alımı, bakım-onarım giderleri, personel maaşları, sigorta primleri, vergiler ve daha birçok kalem için düzenli ve yeterli ödeme almak zorunludur. Son ödememiz 28 Mart 2025 tarihinde, Ramazan Arifesi öncesinde yapılmış ve o tarihten bu yana hiçbir ödeme tarafımıza ulaşmamıştır.
Yetkililer tarafından bugün itibarıyla yapılacağı bildirilen 1 milyar TL’lik ödeme bile yetersizdir. Araç başına 350.000 TL düşmesi öngörülen bu ödeme, bizim aylık yaklaşık 450.000 TL’lik maliyetimizi karşılamaktan uzak kalmaktadır. Bu durumda Nisan ayını kendi imkânlarımızla karşılamışken, Mayıs ayının ilk yarısını nasıl idare edeceğimiz belirsizdir.
Sektörümüzün yaşadığı bu sıkıntıyı hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tüm yetkilileriyle hem de ulusal basın ve kamuoyuyla defalarca paylaştık. Oda başkanımız öncülüğünde yapılan açıklamalar ve Fatih Altaylı ile gerçekleştirilen röportajda da dile getirildiği gibi, bu sorunun çözülmemesi halinde hizmetin aksaması kaçınılmazdır. Bunun sorumluluğu da bizde değil, gerekli ödemeleri yapmayan idarede olacaktır.
Paramızı Almadan Bu Hizmeti Sürdüremeyiz
Paramızı almadan bu işi sürdüremeyeceğimiz çok açıktır. Personel maaşlarımızı ödeyemez, araçlarımızın bakımını yaptıramaz, yakıt temin edemezsek kaliteli ve güvenli bir toplu taşıma hizmeti sunmamız mümkün değildir. Araçlarımızı yenilemek ve sistemimizi geliştirmek için gerekli kaynakları sağlayamazsak, hizmet standardı düşer ve bunun sonucunda hem çalışanlarımız hem de vatandaşlarımız mağdur olur.
Şoförlerimizin ve işletmecilerimizin motivasyonunun korunabilmesi için yalnızca maliyetlerin değil, makul bir kâr payının da sağlanması gerekmektedir. Bu sayede sektörümüz refah ve huzur içinde yoluna devam edebilir. “Paylaştıkça güzeldir” anlayışı tam olarak bu durumu tarif etmektedir.
İETT Saha Denetimleri ve Araç Muayene Baskıları
Son dönemde yaşadığımız diğer büyük sorun ise İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan saha denetimleri ve araç muayenelerindeki artan baskıdır. Her 6 ayda bir İETT garajlarında yapılan ve TÜVTÜRK muayenesinden bağımsız olarak yürütülen bu denetimlerde, gereksiz sertlik ve orantısız uygulamalarla karşılaşmaktayız.
Geçtiğimiz hafta İETT ile yaptığımız toplantıda bu sorunları gündeme taşıdık ve somut adımlar atılmasını sağladık. Görüşmeler sonucunda:
- Araç muayenesindeki kontrol maddeleri 242’den 172’ye indirilmiştir.
- Denetim kriterleri esnafımızı rahatlatacak şekilde hafifletilmiştir.
- Rapor cezaları kapsamında uygulanan 85 maddelik liste 55 maddeye düşürülmektedir.
- Ceza bedelleri de orantılı şekilde azaltılacaktır.
Bu adımlar, esnafımıza bir nebze nefes aldıracaktır. Ancak, paramızı alamadığımız bir ortamda saha baskısının da devam etmesi kabul edilemez.
Sektörümüzün Stratejik Önemi ve Beklentimiz
Unutulmamalıdır ki, İstanbul’un toplu taşımacılığında çok önemli bir yere sahibiz. 3.000 araçlık güçlü filomuzla İstanbul’un en merkezi ve yoğun bölgelerinde hizmet vermekteyiz. Günde yüz binlerce yolcuyu güvenle taşıyan bu yapı, ekonomik olarak ayakta kalmak zorundadır.
Yetkililer tarafından tarafımıza sunulan ödeme takvimine uyulması, atılacak en doğru adım olacaktır. Hem İstanbul halkı hem de sektörümüz için bu adım zorunludur.
Paramızı alırsak, bu hizmeti en iyi şekilde yürütmeye devam edeceğiz. İstanbul halkına olan hizmet sorumluluğumuzun farkındayız. Ancak bu hizmetin devamı için hakkımız olan ödemelerin düzenli ve eksiksiz yapılması şarttır. Aksi takdirde, hizmet aksarsa sorumluluğu bizde değildir.
Facebook Yorum
Yorum Yazın