İstanbul
DOLAR32.5095
EURO34.7826
ALTIN2499.5
SERHAT AKÇAKAYA

SERHAT AKÇAKAYA

Mail: sakcakaya@halkulasim.com

Yeni Sistem Ve Eksikleri

Kısaca ÖTİS olarak tanımladığımız “Özel Taşımacı İşletme ve Hak Ediş Sistemi” İBB Meclisinin 17.09.2020 tarih ve 906 sayılı kararı ile kabul edilmiş olup, Özel Halk Otobüsü işletmecilerini temsil eden Şirketler ile İBB adına İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü arasında düzenlenen Sözleşmenin İBB Başkanımız Sayın Ekrem İMAMOĞLU’nun şahitliğinde imzalanan sözleşme ile de Aralık 2020 ayından itibaren uygulamasına başlandı.

Uygulama başlayalı 9 ay oldu. Bu test sürecinde sistem inşası esnasında gözden kaçan, öngörülemeyen, aksayan veya ihtiyaç olan yeni hususlar tespit edilmiş oldu.

Uygulamanın pandemi sürecine denk gelmesi tam bir talihsizlik oldu. Yolculuk ve gelirlerinin kısıtlamalar nedeniyle zaman, zaman en alt seviyeye gerilemesi İBB’nin ödeme planları ile birlikte işletmecilerin hak edişlerini eksik ve gecikmeli almasına neden oldu. Bu süreçte sistem tam olarak test edilemedi dersem doğru olacaktır. Ancak İşletmeciler olarak bizler İETT’nin yaptığı işletme planlamalarına tam olarak uymak suretiyle sorumluluklarımızı ve görevlerimizi bir an bile aksatmadan, hatta İETT otobüsü çalışan hatlara da takviye yapmak suretiyle yerine getirdik.

Yolculuk gelirleri düşerken işletmeciler olarak bizlerin giderleri düşmedi tam aksine girdi maliyetlerimiz çok önemli oranlarda arttı. Dolayısıyla da hak edişlerimizin eksik hesaplanması ve gecikmeli ve yine eksik ödenmesi elbette bizleri sıkıntıya soktu, sokmaya da devam ediyor. Maliyetlerimiz azaltılabilir ve bedeli de ertelenebilir değildir. Yeni araç almış esnafımız özellikle çok büyük sıkıntıya düştü. Taksitler vaktinde ödenemeyince doğal olarak yüksek maliyetle borçlanmak zorunda kaldık. Maliyetlerimizi işletme planlaması ile İETT oluşturduğu ve sabit maliyetlerden kaçınamayacağımız için sıkıntıya düşmemiz normaldi ve öyle de oldu. Birçok arkadaşımızın kredi kullanmaları ve vaktinde ödeyememe nedeniyle kredi sicilleri bozuldu. Şu anda bu sebeple aracını yenilemek için kredi kullanamayan çok arkadaşımız bulunmaktadır.

Hak edişlerin eksik de olsa vaktinde ve tam olarak ödenmesinin gerekliliği, bunun hizmete olumsuz yansımaları tarafımızca İBB yöneticilerine defalarca izah edildi. Bu arada kar payının pandemi nedeniyle geçici olarak eksik ödenmesi noktasında gerekli fedakarlıkları da yaptık. Pandemi sürecinde ÖHO esnafına düşen görev ve sorumluluklar konusunda elimizden gelen her şeyi yaptığımızı ifade etmeliyim. Hatta bu konu da İstanbul ÖHO Esnafının örnek bir davranış sergilediğini sanırım herkes görmüş ve takdir etmektedir.

Ancak gerek İBB Meclis Kararı, gerekse Sözleşme Hükümlerinin yerine getirilmesi noktasında idarenin aynı şeyi yaptığını söyleyemeyeceğim. Aradan 9 ay geçti ve 8 hak ediş düzenlenmesine rağmen hala hesaplama eksikleri giderilemedi ve eksik ödemeler hesaplanarak düzeltme sağlanamadı. Elbette işletme uygulamaları ile ilgili olarak Filo Yönetim ayağında test sürecinde gerekli değişiklikler yapıldı ve çok önemli mesafe alındı. ATS ile alakalı araç bilgisayarları İETT’nin kendi araçlarından sökülen 2. El cihazlarda olsa değiştirildi. Ancak çok basit hat uzunluklarındaki ve ölü KM deki eksikler hala giderilemedi.

Sistemin olmazsa olmaz ayaklarından Garaj tahsis meselesinde önemli bir gelişme kaydedilemedi. Sürdürülebilir hizmet açısından mutlaka gerekli olan rutin bakım ve onarımlar için ayda 2 gün izin konusun çözülemedi. Maliyet güncelleme kararı alındı ama hala hak edişlere yansımadı.

Yakıtın EPDK güncel pompa fiyatlarına göre ödenmesi (indirimsiz) konusu 549 sayılı İBB Meclis kararı ile çözülmesine rağmen hala uygulanmadı. Rapor ve ceza konusu problem olarak karşımızda duruyor ve işletmecilerin canını yakmasına rağmen bir türlü çözülemedi.

Araç değiştirme konusu önümüzde çok ciddi bir problem olacak ama araç yenileme bedelinin piyasa fiyatlarına göre belirlenmesi konusunda da mesafe alamadık. 9 aylık süreçte tespit edilen eksiklerin çözülmesindeki gecikmeler ve yeni ihtiyaçların karşılanmasındaki tartışmalar sisteme olan güveni ve inancı sarsıyor ve işletmecileri “artık bu iş yürümeyecek” umutsuzluğuna sevk ediyor. Kent içi toplu taşıma kentlerin en önemli hizmeti ve Belediyeler açısından da en avantajlı kent yönetimi aracıdır. Bu anlamda oluşturulan ÖTİS çok doğru ve kentin, idarenin, işletmecinin ihtiyacı olan ülkemize örnek bir sistemdir.

Sistemin eksikleri objektif ve profesyonel bir bakış açısıyla rahatlıkla çözülebilir. Kaldı ki bugün için yılda 365 gün ve iki vardiya halinde 16 saat çalışan bir İETT aracının işletme maliyeti ile mukayese edildiğinde Özel Halk Otobüsü maliyetleri devede kulak gibidir. Ayrıca ÖHO işletmecilerini temsilen Şirketlerin talepleri büyük oranda işletme maliyetlerinin azaltılmasına yöneliktir ve bunun sonucu idarenin menfaatidir. Özel Halk Otobüsü temsilcilerinin daha az çalışalım amacıyla bir talepleri yoktur. Hizmet kalitesini çok daha yükseltmek için bakım ve onarımlarımızı daha iyi yapalım. Gerektiği kadar maliyet tüketelim, araçların gereksiz maliyet tüketmelerini önleyelim yönündedir. Bu bakış açısı doğrudur ve idare açısından da aslında çok önemli bir avantajdır.

Sistem inşa edilirken İETT yöneticileri ile ÖHO Şirketleri Yöneticileri arasında sağlanan bir mutabakat, buna göre oluşturulan Meclis Kararları ve Sözleşme var.  Bakım ve onarım için mutlaka gerekli olan 2 gün izin meselesine tekrar değineceğim. Biz bunu niçin istiyoruz? Araçlarımızın bakım ve onarımlarını daha iyi yaparak hizmet kayıplarını azaltalım ve niteliği yükseltelim. Peki bu zorunlu ihtiyacı mevcut şartlarda 365 gün ve 16 saat süreyle çalışarak, hizmete olumsuz bir etkisi olmadan nasıl karşılarız? Veya şu anda bu ihtiyacımızı nasıl karşılıyoruz? Aynı işi ama çok geniş imkanlara sahip İETT araçların rutin bakım ve onarımlarını nasıl yapıyor? Sistem inşa edilirken bunların hepsini konuştuk ve mutabakat sağladık. Hatta o tarihteki İETT Genel Müdürü bunu yeni sistemin avantajları arasında defalarca ifade etti. Buna rağmen konu Meclise götürülürken bize bilgi verilmeden çıkarıldı.

İşletmeciler olarak bu konu mutabakatta vardı onun için istiyoruzdan ziyade temel ihtiyaç nedeniyle ısrar ediyoruz. Bizim garajlarımız, yedek araçlarımız yok. Yani İETT’nin sahip olduğu imkan ve avantajlara sahip değiliz. Bu makul ve zorunlu ihtiyacı karşılamada özellikle İETT’nin direncini ve tavrını anlamakta zorlanıyorum. Kaldı ki biz illa 2 gün izin verin iddiasında değiliz. Konu işletme planlamaları çerçevesinde hizmet aksatılmadan ve tam aksine işletme maliyetleri düşürülerek iş günleri dinlenmeli, cumartesi ve Pazar günleri ise tek şoförlü servisler yapılarak rahatlıkla çözülebilir ve bunun en büyük total faydası da idareye olacaktır. Yarın bakımsızlık ve onarımsızlık nedeniyle Allah korusun vahim bir olay olsa bunun hesabını kimse veremez. Araçların daha iyi bakım ve onarımlarının yapılması her şeyden önce yolcuya daha güvenli ve nitelikli hizmet sağlayacaktır. Bunu İETT gibi bir Kurumun anlamasını bekliyoruz. Son günlerde TV kanalarında ve sosyal medyada yolda kalan araçları yolcuların araçları itmesi, yolları arızadan dolayı kapatan araçlar gibi olaylara şahit oluyoruz. Bunlar İstanbul gibi bir Metropol kente yakışmıyor. Bütün bunların temel nedeni araç kalitesinden ziyade bakım ve onarımlardaki kalitesizlik ve yetersizliktir. Şehirlerarası veya kent içi servis taşıma hizmeti veren firmaların uygulamalarına baktığımızda her araca ayda 5 gün bakım ve onarım tatili verildiğini görmekteyiz. Kaldı ki bu araçlar kesinlikle kent içi toplu taşıma araçları kadar da yıpranmamaktadır. Yeni sözleşme ile bu konunun mutlaka çözülmesi gerekmektedir.

Yaz aylarında Klima nedeniyle yakıt tüketim miktarları doğal olarak artmaktadır. Ayrıca KM si uzun guruplarda HEK formülünden kaynaklanan yakıt maliyet yetersizliği vardır. Bu konuda bir çalışma yaparak görüş ve önerilerimizi idareye ilettik. Ancak bu ve diğer sorunların çözümü çok yavaş işliyor ve biz bu arada mağdur oluyoruz. Yazın 4 ay Klima nedeniyle HEK’in farklı uygulanması ve bir ayar (Kalibrasyon) gerekmektedir.

Sisten inşa çalışmaları esnasında HEK’in her ay ve güncel şartlara göre birlikte güncelleneceğine dair mutabakat sağlanmıştı. Lakin İETT tek taraflı ve kendi verilerine göre uygulamayı ısrarla sürdürüyor ve itirazlarımızı da dikkate almıyor. Bu nedenle esnafın sinde hak kaybına uğradı. Ticari hızları aynı olmasına rağmen hatlar arasında değişken maliyetlerde eşitsizlik söz konusudur. Yeni sözleşmede en önemli konulardan olan HEK değeri ve KM başına ortalama tüketim miktarı mutlaka reele göre ayarlanmalıdır. (Kalibre edilmelidir)

Yakıt bedelinin tam ödenmesi;

Sözleşme imzalanırken İETT-İBB yöneticileriyle mutabık kalınan düzeltileceği söylenen bir konuydu ve 549 sayılı Meclis Kararı ile de düzeltildi. Ancak hala ödemeler eksik yapılıyor ve hesaplamalar ^ksik yapılıyor. Yakıt maliyetleri zaten eksik ödenirken diğer taraftan birde eksik hesaplanmasını işletmecilere anlatabilmek ve izah edebilmek mümkün değildir.

Nefaset farkı;

Sistem inşası aşamasında konuşulan ve mutabakat sağlanan bir konu da daha fazla yolcu taşıyan ve havuza daha fazla katma değer sağlayan 3 Şirkete kar payının farklı ödenmesiydi. Bunun adını da nefaset bedeli olarak o tarihteki İETT Genel Müdürümüz koymuştu. Çünkü siteme girilirken 3 Şirketin 2019 yılı ortalama değerlerine göre gelirleri düşerken diğer 2 Şirketin ise brüt gelirleri artmaktaydı. Bunu dengelemek için NEFASET BEDELİ adıyla bir fark ödemesi kararlaştırılmıştı. Ancak ne yazık ki sonradan yine bize bilgi verilmeden bu konu Meclis kararı kapsamına koyulmadı. Pandemi nedeniyle biz de çok fazla üzerine gitmedik. Ancak şu anda normale geçtik, yolcu ve gelir de yükseldi. Daha fazla yolcu taşıyan ve aracı daha fazla yıpranan, havuza daha fazla katkı sağlayan işletmecilerin kar payları da farklı olmalıdır. Bu çok haklı ve tabi bir taleptir. Yeni sözleşmede mutlaka bu konuda eklenerek adalet sağlanmalıdır.

Yeni Sistemle alakalı eksikleri, noksanları ve ihtiyaçları görüşlerim ile birlikte sizlerle paylaştım. Yönetici sorumluluğu ile de bunların takipçisi olacağım. Yeni bir sistem var ve bu anlamda bir kısım aksaklıkların olabilmesi mümkündür. Ancak bunun da bir hoş görü ve tahammül süresi vardır. Artık bitme ve tıkama noktasına geldik, bıçak kemiğe dayandı. İdareden sorunları çözmesini istemek, beklemek en tabi hakkımız ve görevimizdir. Şunu da belirtmek istiyorum ki yeni sistem bizim tek seçeneğimiz değildir. Olmuyor ise eskiye döner ve çalışmaya devam ederiz.

Daha huzurlu, güvenli ve sorunsuz bir çalışma temennisiyle herkese hayırlı çalışmalar diliyorum.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar