İstanbul Büyükşehir Belediyesi zor günlerde esnafın yanında olarak çok büyük bir yükün altına girdi. Pandeminin başında itibaren sunduğu destekler ve sonrasında ÖTİS ile esnafı bu yüksek enflasyonlu günde asla yalnız bırakmadı. Sıkıntılar sebebi ile eksiklikler yaşansa da sorumluluktan kaçmadı. Ama tüm bu yükü Belediyelere atmak doğru mu? Peki, merkezi hükümet ne yaptı?
Pandeminin başından itibaren sunduğu sübvansiyonlar ve devamında yüksek enflasyona karşın sabit ödeme imkanı sunan ÖTİS ile esnafımız başta mazot olmak üzere birçok gider tehdidine karşın güvence altına alındı. Özellikle pandemi sürecinde sayısız işletme kapandı. Aynı sektörde faaliyet gösterdiğimiz minibüs, servis ve taksilerin durumuna şahidiz. Halk otobüsleri olarak o zorlu süreçte İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin özverili destekleri sayesinde kriz bizi “TEĞET” geçti. Elbet kayıplarımız oldu ancak global böylesi bir krize karşın düşünüldüğünde kabul edilebilir kayıplardır.
Pandemi sürecinde ÖTİS’i de yürürlüğe aldık. O koşullara rağmen Büyükşehir’in böylesi bir yük altına girmesi sektörümüze büyük bir destekti. Talep ettiğimiz rakamların altında kalan teklifler sunulsa da mevcut yolculuk sayılarında ki düşüş ve ekonomik göstergelerde ki bozulma açısından bakınca gelecek açısında umutlu bir başlangıç olarak görmek gerekir.
Kar Payı ve Araç Yenileme Bedeli
1 sene kadar ÖTİS’i denedik ve bu yıl yeni düzenlemeler sağladık. Pandemi ve enflasyona rağmen önemli kazanımlar ile sistemin güncellenmesi sağlandı. Özellikle Büyükşehir Meclisi’nde geçen iki karar çok önemliydi. Sistemde ki kar payımız sabit maliyetin %50’sine bağlandı ve araç yenileme bedeli de piyasa rakamına endekslendi. Bu iki düzeleme gelecek için çok önemli iki dayanak. Sistem süreç içerisinde gelişecek ve bu gelişme saha da ki aksaklıklar belirlendikçe olacaktır. Çünkü biz olmayan bir sistemi inşa ettik.
Kar payımızın sabit maliyetin yüzdesine bağlanması bizi yıllarca enflasyona karşı koruyacaktır. Ayrıca en önemli gider kalemlerimizden olan araç yenileme bedelinin de piyasa fiyatlamasına bağlanması bizleri rahatlatmıştır. Zaten en büyük gider kalemi olan mazot, değişken maliyet olarak günlük hesaplanıyor. Yani bu sistem bizi neredeyse tüm dış etkenlere karşı koruyucu bir rol üstlenmekte. Lakin eksikleri elbet çıkacaktır. Bizlerde diyalog ile bunları gidereceğiz.
Merkezi Yönetim Destek Sunmalıydı
2 yıl pandemi yaşadık ve şuanda da tarihi seviyelerde bir enflasyonla karşı karşıyayız. 6 TL’ye alınan mazot şuan 30 TL’yi bulmuş durumda. %500 artış demek bu! Bizim sektörümüzün en büyük gider kalemidir akaryakıt. Böylesi bir artışı hiçbir yolculuk ücreti ile karşılamak mümkün değil. Ayrıca böylesi bir gider artışını öngörmekte imkansızdır. Ülkemizde ki tüm halk otobüsçüleri tarihi bir şok yaşamakta. Öngörülemez bir gider artışı ile hizmet sunma gayretinde. Birçok şehirden işe çıkamama haberleri geliyor. Çünkü günlük gelir artık akaryakıt giderini dahi karşılayamaz boyuta ulaşmış durumda. Siyasi tepkiler ve alım gücü düşüklüğü ile yapılamayan veya yetersiz kalan bilet zamları da kötü gidişi daha hızlandırmakta. Bu yük sadece belediyelerin sırtlayabileceğinden çok öteye geçti.
Pandemi süreci ve bugün yaşanan enflasyon baskısına merkezi yönetimde çözüm sunmalıydı. Çünkü bu bir kamu hizmeti ve belediye kaynakları oluşan giderler karşısında yetersiz kalabiliyor. Merkezi yönetimin destek sağlayabileceği alanlar mevcut. Örneğin ÖTV ve KDV’den muaf yakıt sunabilir. Sektörün en önemli gider kaleminde destek sağlar bu adım. Zaten kamu hizmetinin sunulduğu bu sektöre ÖTV’li yakıt çok uygun da değil. Ayrıca ilgili Bakanlıklara bağlı birçok ücretsiz taşımacılık hizmeti sunmaktayız. Bu ücretsiz taşımalar için bir bütçe bizlere sunulabilirdir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı ilgilendiren kalemlerde dahi yıllarca zam alamadık ve verilen rakam sunulan hizmetin çok altında.
Merkezi yönetimin belediyelerden çok daha geniş imkanları mevcut. Bu sebeple toplu ulaşım esnafının sadece belediyelerden gelecek desteklere mahkum edilmesi doğru olmadı. Biz bu süreçte daha kabul edilebilir destekler beklerdik. Yine de umudumuzu kaybetmeden görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Sektörümüzün özellikle akaryakıt gideri ile ücretsiz taşımalar konusunda bir desteğe ihtiyacı var.
Giderlerin Artışı Ödemelerde Aksama Yaşattı
ÖTİS ile başta akaryakıt olmak üzere birçok gideri güvence altına aldık. Güvence altına alınan özellikle akaryakıtın oluşturduğu maliyet, her geçen gün Büyükşehir’e çok daha fazla yük bindirmekte. İBB bütçesini zorlayan bu maliyet artışları bizim de hakedişlerimizde gecikmeye sebep oldu. Şuan 2 ay geriden gelen hakedişler, günlü maliyetleri karşılama noktasında bizleri zorluyor. Maalesef bunu yılbaşında öngörmek imkansızdı. O gün planlanan bütçe yılın yarısını görmeden eridi. 200 milyon hesaplanan hesaplanan hakedişler, 400 milyonu aştı.
İstanbul Büyükşehir bütçesinin çok büyük bir bölümü ulaşıma ayrılıyor. Bu özveriyi görmezden gelemeyiz. Sistem daha yeni kuruldu. Kolay değil, 40 yıllık bir sistemin değişiminden bahsediyoruz. Bizim gibi Büyükşehir’de bu değişime alışacak. Belki bugün kar payımız enflasyon sebebi ile erimiz olabilir. Fakat temelinde iyi bir sözleşme yaptık. Geleceği parlak bir yola girdik. Rakamlar oturulur yeniden görüşülür. Esnafı memnun edecek düzeye ulaşır.
Bu sistemi kurmaktı zor olan ve biz bunu başardık. Bundan sonraki süreçte diyalog ile yaşanacak sorunlara çözümler sağlayacağız. Geleceği sağlam temellere dayanan bir sistem kurduk. Kurduğumuz diyalog ile de sorunlara çözüm sağlıyoruz. Özellikle Esnaf Odası ve 5 şirket olarak güzel bir işbirliği sağladık. Bu işbirliği ile tek ses olduk. Her birimiz farklı yollar ile aynı amaca hizmet ediyoruz. Bu vesile ile kısa zamanda güzel işler başardık. Hem de gerçekten sorunların en yoğun olduğu dönemde bu başarı geldi. Bu vesile ile tüm Başkanlara ve yönetimlere teşekkür ederim. Ayrıca bu yolda bizlere destek sunan esnaflarımıza sonsuz teşekkürler. Onların desteği sayesinde böyle radikal çözümler sağladık.
Mübarek Kurban Bayramı’nın sektörümüz ve tüm İslam alemine hayırlar sunmasını dilerim. Mutlu bayramlar…
Facebook Yorum
Yorum Yazın