© Halk Ulaşım 2021

Utikad Geleneksel Basın Toplantısını Gerçekleştirdi

Türk lojistik sektörüne dair önemli gündem maddelerinin paylaşıldığı toplantıda UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, uluslararası endeksler doğrultusunda lojistik sektörünü değerlendirdi. Başkan Eldener, ayrıca Türkiye’nin dış ticaret hedefleri, 2018 yılında sektörde meydana gelen gelişmeler, UTİKAD’ın girişimleri ve 2019 yılında lojistik sektörüne dair beklentilerini paylaştı.

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD, 8 Ocak Salı günü basın mensupları ile bir araya geldi. InterContinental İstanbul Otel’de düzenlenen basın toplantısına UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, Başkan Yardımcıları Turgut Erkeskin ve Cihan Yusufi, Yönetim Kurulu Üyeleri Ayşem Ulusoy, Berna Akyıldız, Cihan Özkal, Ekin Tırman, Nil Tunaşar, Rıdvan Haliloğlu, Serkan Eren ve Genel Müdür Cavit Uğur katıldı.

2018 yılında dış ticarette ve lojistik sektöründe önemli gelişmelerin yaşandığını dile getiren UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, burada en dikkat çeken noktanın dış ticaret kapsamındaki ithalat hacminde yaşanan radikal düşüş olduğunu belirtti ve “Dış ticarette ithalatımız 170 milyar dolara düştü ve ithalat ihracat rakamları birbirine neredeyse eşitlendi. Burada sevindirici olansa ihracat rakamlarında şu ana kadarki en yüksek oranlara ulaşmamız oldu. Türkiye’nin büyük ihracat hedefleri var ve STK’lar, ihracatçılar, üreticiler, kamunun tüm organları daha iyi sonuç alma odaklı çalışıyor. Önümüzdeki 4-5 yıl içinde çok daha yüksek rakamlara ulaşacağı görülüyor. Bu durum gayet ümit verici” dedi.

LOJİSTİK SEKTÖRÜNÜN BÜYÜKLÜĞÜ 372 MİLYAR TL

Eldener konuşmasının devamında, “Türk lojistik sektörünün büyüklüğü 2017 yılında 300 milyar TL’ydi. PwC’nin (PricewaterhouseCoopers) yaptığı değerlendirmelere göre, 2018’de sektörün büyüklüğünün 372 milyar TL olduğu görülüyor. Bu rakam GSYH’nin yüzde 12’sine denk geliyor. Bu da lojistik sektörünün Türkiye ekonomisi için olmazsa olmaz olduğunu gösteriyor.  

2018 yılında mal bedeline göre taşıma yöntemleri incelendiğinde denizyolu ile yapılan taşıma yüzde 65, havayolu ile yapılan taşıma yüzde 12, karayolu ile yapılan taşıma yüzde 22, demiryolu ile yapılan taşıma ise yüzde 1 oranında kayıtlara geçti. Ancak tonaj açısından yapılan taşıma yöntemlerine bakıldığında denizyolu taşımaları yüzde 89, karayolu taşımaları yüzde 9, havayolu taşımaları yüzde 1 ve demiryolu taşımaları yüzde 1 olarak yer aldı.

İthalat ve ihracat toplam konteyner elleçlemesinde ise, bir önceki yıla oranla TEU bazında önemli oranda düşüş yaşandı. 2007’den 2017’ye 10 yıllık dönemde yüzde 60’tan fazla artış gözlemlenmiş iken 2018 yılının son iki ay rakamlarını da eklediğimizde 2015 yılındaki değere yaklaşan bir gerileme yaşandı. Bunun en önemli sebebi ithalatta yaşanan düşüş oldu. İthalattaki bu düşüş denizyolu ithalat sayılarını da önemli ölçüde etkiledi. Türkiye limanlarında elleçlenen konteynerlerin yüzde 24’ünün ihracat, yüzde 48’inin ithalat, yüzde 15’inin transit, yüzde 13’ünün ise kabotaj olduğunu görüyoruz. Türkiye, coğrafi konumu ve liman altyapıları sayesinde konteyner sayılarını özellikle transit taşımalarda çok daha yukarı rakamlara çıkarabilecek potansiyele sahip. Gümrük süreçlerinde yapılacak basitleştirmelerle Türk limanlarını üçüncü ülkeler arası taşımalarda çok ciddi bir aktarma limanı olarak kullanabiliriz.

2012 yılından sonra demiryolları taşımacılığında ton/km bazında ciddi düşüşler yaşandı. Bu düşüş aslında bize Orta Doğu’daki kayıplarımızı gösteriyor. Kapanan hatlar sebebiyle Avrupa taşımalarında da demiryolu daha az tercih edilir oldu. Ancak ben bunun önümüzdeki dönemde değişeceğini düşünüyorum.

Demiryolu açısından bakıldığında Türkiye’nin önemli bir potansiyeli olduğu görülüyor ve altyapımızı her geçen gün daha da iyileştiriyoruz. Son derece uygun rakamlarla ulaşım mümkün. Çünkü bu kamunun da kendine koyduğu bir hedef. Diğer yandan demiryolu, denizyolundan sonra en uygun maliyetli taşıma yolu.

Karayolunda ise 2018’de ihracat taşımalarının yüzde 22’si, ithalat taşımalarının ise yüzde 34’ü yabancı araçlar ile yapılmıştır. Bu yabancı plakaların Türk karayolu taşımacılığında ciddi bir payı var. Bizim ihracatta ton başına mal bedelimiz ithalattakine oranla çok düşük. Ucuz mal satıp, pahalı mal alıyoruz. İthalat düştü ve Avrupa’dan ithalatın azalmasından dolayı boş araç taşıyoruz. Bu nedenle bizim katma değeri yüksek mal ihracatına önem vermemiz gerekiyor. 

THY’nin ciddi atılımları ile havayolu kargo taşımacılığında hatırı sayılır bir yerdeyiz. Hatta THY’nin hedefi kısa vadede dünyanın en önemli beş kargo taşıma firması arasına girmek. İstanbul Havalimanı’nın da devreye girmesiyle gerçekleşebilecek bir hedef. 2019 yılında da geçtiğimiz sene düşen tonaj rakamlarının tekrar yükseleceğine inanıyorum” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE LOJİSTİK PERFORMANS ENDEKSİ’NDE 47. SIRADA

Emre Eldener, “Lojistik Performans Endeksi’ne (LPI) göre 2007 yılında 34. sırada olan Türkiye, 2012 yılında 27. sıraya yükseldi ancak bu seneden sonra bir düşüş yaşandı. 2018 yılında Türkiye 47. sırada yer alıyor. Türkiye’nin en iyi olduğu yıl 2012 idi ancak şu anda bunun çok gerisindeyiz. Tekrar eski haline getirmekse imkansız değil. Kamu da tekrardan bir yükselişe geçilmesini bir devlet politikası haline getirdi ve LPI’daki yerimizi anahtar performans kriteri olarak belirledi. Bu da geri düşüşle alakalı topyekûn mücadele anlamına geliyor.

LPI’da bizi aşağı çeken etkenlerin başında gümrük kriterleri geliyor. Gümrükteki tıkanıklıklar, maliyetler gibi unsurlar bunda etkili oluyor. Ancak gümrük süreçlerinde yaşanan sorunlarla alakalı çalışmalara devam ediliyor. Altyapı olarak iyiyiz ama uluslararası sevkiyat kriterinde de maalesef, gerilemeler var. Lojistik hizmetlerin kalitesi de düşüş yaşayan başlıklardan biri. Gönderilerin takibi ve izlenebilirliği kriterinde ise bir yükselme söz konusu. Biz bunu, sektörün teknolojiye hızlı adaptasyona ve teknolojinin getirdiği avantajları doğru değerlendirmesine bağlıyoruz.

Lojistik Performans Endeksi’ndeki yerimizi yükseltmek için yapılan bir çalıştayda eylem planı oluşturuldu. O çalıştayda belirlenen konulara ilave öneriler de getirdik. Bunlar;

•           Taşıma İşleri Organizatörü firmaların gümrük müşavirlerinden hizmet alarak, yurt içi ve yurt dışı müşterilerine gümrükleme hizmetini diğer hizmetlerin tamamlayıcısı olarak sunabilmesi

•           Özellikle transit yüklerde süreci hızlandırmak amacıyla risk analizi kriterlerinin değiştirilmesi

•           Lojistik sektöründe dual eğitim sisteminin kurulması

•           Yüklerin varışını takiben özet beyan ambar onaylarının manuel değil EDI sistemi üzerinden otomatik olarak yapılması.”

HİZMET İHRACATÇISI 42 FİRMA UTİKAD ÜYESİ

TİM tarafından her yıl belirlenen Türkiye’nin 500 büyük hizmet ihracatçısından 42’sinin UTİKAD üyesi olduğunu belirten Eldener, “Bundan beş sene sonra hizmet ihracatçılarından 150 milyar dolarlık bir beklenti söz konusu ve Hizmet İhracatçıları Birliği kapsamındaki sektörler içinde en fazla gelişecek sektörlerden biri de taşımacılık ve lojistik sektörü. Şu anda 500 büyük hizmet ihracatçısının toplam hizmet ihracatı yaklaşık 23 milyar dolar ve bunun 2,4 milyar doları 42 UTİKAD firması tarafından sağlanıyor. Bu rakam düşmez, bundan sonra artar. Ayrıca Hizmet İhracatçıları Birliği’nin yönetiminde de aktif rol alıyoruz” dedi.

KAPIKULE’DEKİ TIR KUYRUKLARININ MALİYETİ YILLIK 35 MİLYON EURO’DAN FAZLA

Kapıkule’deki sorunların her sene konuşulduğunu ama hâlâ istenen aşamaya gelinemediğini belirten Eldener, geçtiğimiz sene bu konuyu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile yaptıkları toplantıda dile getirdiklerini söyledi ve şöyle devam etti; “Kapıkule’deki TIR kuyruklarını hep biz lojistikçiler konuşuyoruz. Aslında konu çözüldüğünde en çok rahatlayacak olanlar ihracatçılar. Hafta sonları her bir aracın bekleme süresi ortalama iki gün. Bir aracın günlük gecikmesi 150 Euro’ya mal oluyor. Kapıkule’den günde 2 bin 450 araç geçiyor. Beklemeden dolayı oluşan haftalık giderse 735 bin Euro. Bu da yıllık 35 milyon Euro’dan fazla bir maliyete neden oluyor. Bu hepimizin kaybı, milli gelir kaybı. Ancak konu bunun ötesinde. Avrupa’daki müşterilere zamanında teslimat garantisi verilemiyor. Avrupa’ya Kapıkule’de alınan hizmetin kalitesinde hizmet veriliyor yani hizmet kalitesi düşüyor. Bu aynı zamanda müşteri, yatırımcı ve rekabet kaybına neden oluyor.”

3 Mart’ta taşınması planlanan havalimanına da değinen Başkan Eldener, metrekare başına alınan kiraların 100 Euro olduğunu ifade ederek bu ücretlerin çok yüksek olduğunu ve kiraların TL bazında belirlenmesi gerektiğini, bu konuyla ilgili olarak da yetkililer ile görüşme halinde olduklarını söyledi.

TİO YÖNETMELİĞİ ERTELENDİ

Eldener konuşmasının devamında, “Taşıma İşleri Organizatörlerinin yaptığı iş şekli Taşıma İşleri Organizatörlüğü Yönetmeliği’yle bir çerçeve içerisine alındı. İşin nasıl yapılacağının çerçevesi kamu tarafından çizildi ve 1 Ocak’ta devreye alınacağı mevzuatla belirlendi. Ancak bu belgenin alınması için tek sefere mahsus bir yetki belgesi ücreti talep edildi. Bunun üzerine Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile görüşüp Taşıma İşleri Organizatörlüğü Yönetmeliği’nin yürürlüğe girişinin, küçük ve orta boy şirketlerimizin 150 bin TL’lik yüksek yetki belgesi ücretini ödemede karşılaşacağı sıkıntılar nedeniyle ertelenmesini istedik ve talebimiz uygun görülerek altı ay ertelendi. Ancak binlerce şirketin mali dengesini bozacak bu yüksek belge ücretinin sembolik bir rakama düşürülmesi taleplerimizi kamuya iletmeye devam ediyoruz” dedi.

İLERİYE DÖNÜŞÜM ZİRVESİ EYLÜL AYINDA OLACAK

Lojistik sektörünün teknolojiye yakın duran bir sektör olduğunu belirten Eldener, 2018 yılının Eylül ayında gerçekleştirdikleri “Geleceğin Lojistiği Zirvesi”nin sektörden ve paydaşlardan çok talep gördüğünü söyledi ve “Gelecek yıl da yine Eylül ayında, ‘İleri’ye Dönüşüm Zirvesi’ olacak, şimdiden bunun müjdesini veriyorum” ifadelerini kullandı.

“PAYDAŞLARLA SİNERJİ YARATILMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”

UTİKAD’ın 2018 yılında sektör paydaşları ile bir araya gelmeye büyük özen gösterdiğinin altını çizen Emre Eldener, “Sektör paydaşlarımız ile aramızda yaratılan sinerjinin ülke ekonomimize olumlu katkı sağladığını düşünüyoruz. Özellikle lojistik sektörünün müşterilerinin oluşturduğu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), İstanbul Ticaret Odası (İTO), Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) gibi kurumlarla ilişkilerimiz bizler için çok önemli. Çünkü hem ülkemiz hem de dünyada yaşanan ekonomik darboğazı ihracatçılarımız, ithalatçılarımız ve dış ticaret faaliyetleri yürüten iş insanlarımızla kol kola, omuz omuza aşacağımıza inanıyoruz” dedi.

2019 YILINDA BEKLENTİLER

Eldener, konuşmasını 2019 yılıyla ilgili beklentilerini açıklayarak sonlandırdı ve bu beklentileri şu şekilde sıraladı:

•           LPI kriterlerinde ilerleme göstermek için lojistik ve gümrük süreçlerinin iyileştirilmesi

•           Transit ticaretin kolaylaştırılması ve ülkemizin hak ettiği payı alması

•           Yeni Gümrük Kanunu’nun gümrük süreçlerini hızlandıracak ve bürokrasiyi azaltacak şekilde yasalaşması

•           Kombine taşımacılığın teşvik edilmesi

•           İstanbul Havalimanı’na geçişin sorunsuz sağlanması

•           Türkiye Lojistik Master Planı çalışmalarının tamamlanması

•           Lojistik sektörünün teşviklerden daha kapsamlı yararlanması

•           E-Ticaretin gelişmesi

•           Endüstri 4.0 ve Blockchain teknolojisinin getirdiği olanakların sektöre adaptasyonun sağlanması.

UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener’in sunumunun tamamlanmasının ardından basın mensuplarının soruları yanıtlandı. Özellikle Kapıkule sorunları, gümrük süreçleri ve lojistik sektöründeki konkordato ile ilgili sorulara Başkan Eldener ve UTİKAD Yönetim Kurulu Üyeleri detaylı bir şekilde yanıt verdi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER